Bireysel ve toplumsal sorunların tek tek insanların gücünü aştığı bir dünyada hayatımızı derinden etkileyen “çağdaş düzenleri ve kavramları” anlatmak, sanıldığının aksine güç bir iştir ve yoğun bir çaba ister. Yaklaşık beş yılda hazırlanan bu kitap böyle bir çabanın ürünüdür.
Amaç, içinde yaşadığı kültürel ve sosyal çevreyi anlama ihtiyacını duyan genç kuşaklara ve çağını sorgulamak isteyen aydınlara modern dünyayı biçimlendiren sosyal ve ekonomik düzenlerle bunları besleyen kavramlara ilişkin doğru ve sağlıklı bilgiler vermek, eleştirme ve alternatifler arama yollarını göstermektir.
***
Şeriati’nin “Durmak ve her sen rüzgara kapılmamak benim dinimin özüdür.” İfadesiyle gıcrdıyor kalem. Durmak, hareketsizlik, statik bir yapıda olmak anlamında değil, her esen rüzgara kapılmayan içinde volkanlar taşıyan dağ gibi olmak anlamında. Dinimin özüdür/cehaletten sonra gelen imanla beraber sahip olmam gereken özelliklerden biridir; dağ gibi olmak her esen fikir akımına ve kavrama karşı. Varlığından bir şey kaybetmemek, fikir akımlarını ve kavramları Allah’ın boyasıyla boyama “ Allah’ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir” sırrınca.
Çağdaşlık veya çağdaş olma insanın yaşadığı çağı modernitenin gözlüğüyle yeniden okuma çabası. Yazara göre ise “çağdaş olmak; çağın kendine özgü alanı içinde bugünkü modern telakkiye göre düşünmek, yaşamak ve tasarlamaktır.” Kominizmi, Faşizmi veya Kapitalizmi kabul etmek çağdaşlık olarak kabul edilebilir. Peki ya İslam. İslam çağdaş mıdır? Bu soruyu yazar; “İslam, içinde bulunduğu çağın farkındadır. Ve bu anlamda muasır’dır; ama asri değildir” Tüm çağların üstündedir, sadece bu asra hitap etmemektedir. Biklakis onun muhatabı tüm asırlardır.
Kitap Çağdaş Düzenler ve Çağdaş Kavramlar olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Yazar Çağdaş Düzenler olarak adlandırdığı bölüm de Kapitalizm, Marksizm-Bilimsel Sosyalizm ve Faşizmi işler. Çağdaş Kavramlarda ise Muhafazakarlık, Sağcılık, Laiklik, Sekülarizm, Sınıf ve İslamı ele alır.
Çağdaş Düzenler; düzen, sözlük anlamı gayet geniş olan bir kavram ama kitabı okuduğunuzda onun topluluğu yönlendiren kanun, kaide ve müseseler bütünü şeklindeki anlamından ziyade hile, desise, entrika ve dalavere anlamını tercih edeceksiniz. Kökü çok derinlerde olan bu düzenlerin çağdaş insanın sorunlarını çözmek gibi bir amaç taşımadığını bilakis içindeki hileleri ve dönen dolapları görünce bunun bir hile ve desise olduğunun farkına varacaksınız.
Çağdaş Kavramlar; Çağdaş Düzenlerin(bizim tercih ettiğimiz anlamı olan Hilelerin) felsefelerinin içinde gizlendiği masum(!) mefhumlar. Yazar bu kavramlarla ilgili olarak; “Bizim için bu kavramlar yabancı. Hele içerdikleri anlam ve kullanıldıkları modern biçimlerle bizim hiçbir geleneksel ve kültürel ilişkimiz yok. Bu kavramlar yeni ve modern kimlikleriyle ayrı iklimlerin, ayrı toplumların, ayrı medeniyetlerin, ayrı tarihlerin kötü mirasları, yürek burkucu hatıraları. Fakat hayatımıza bunlar yön veriyor, dünya görüşümüze etki ediyorlar. Bazılarımız bunları İslam’dan bir parça biliyor, savunuyor.” diyor.
Yazar kitap boyunca bu kavram ve düzenleri işlerken İslami bir bakış açısından ziyade objektif bir bakış açısıyla bu düzenlerin çelişkilerini gözler önüne sererek bir çürütme yoluna gider. Yazar bunu “önce tasvir etmeyi sonra eleştirmeyi amaçladık” şeklinde ifade eder. Söz gelimi kominizmi işlerken onun özel mülkiyete karşı oluşunu göz önünde bulundurup kominizmin kalesi olan Rusya’da daha Karl Marks hayattayken giderek bozulan ekonomiyi toparlama adına patates tarlalarını özelleştirmeyi işlemesi gibi. Kapitalizmi ele alırken tasvirden sonra eleştride Dünya Kapitalizminin Kalesi ABD’den insan manzaralarını sunması da aynı durumu beyan etme adına güzel bir örnektir.