Arka Kapak Bilgisi
Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, “Tütün Zamanı” genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı “Zeliş’te, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekicilerinin yaşamlarını yansıtıyor.Aşkını, aile çevresine, bütün bir kasaba halkına karşı tek başına cesaretle savunan Zeliş, romanın yayımlandığı günden beri, Türk edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960’ta sinemaya, 1973’te televizyona aktarılan “Zeliş”, Türkiye radyolarında da, radyo oyunu olarak birçok kez yayınlandı.Bir aşk romanı “Zeliş”… Necati Cumalı, Türk edebiyatının en sevilen karakterlerinden Zeliş’in aşkını, tütün ekicilerinin yaşamlarıyla harmalayarak anlatıyor. Aşkı uğruna aile çevresinin, bütün bir kasaba halkının baskılarına katlanan Zeliş’in aşkını…
Kitap Özeti
Necati Cumalı Zeliş / Tütün Zamanı
Necati Cumalı’nın Tütün Zamanı -1- Zeliş adlı eserinde; anlaşıldığı üzere tütün zamanında yeşeren, hızla büyüyen Zeliş ve Cemal’in aşkı anlatılmıştır.
Bir zamanlar İzmir Urla da Türkler ve Rumlar birlikte yaşar, anlaşırlarmış. Kurtuluş Savaşı’nda Türkler ile Rumlar arasında kavga çıkmış, her yer ateşe verilmiştir. Ateşten kurtulan evlere Rumeli’den gelenler yerleştirilmiştir. O zamana kadar tütün kırmayı bilmeyenler gelenlerden öğrenmiştir. Yazları tarlaların orada çardakta yaşarlarmış.
Zeliha çardaktan çıkınca keçiyi bağladığı yerde bulamaz. Biraz baktıktan sonra Topal Avni Bey’in yarıcılarının bahçesinde görür ve oraya koşar. Gittiğinde büyük oğlanın keçiyi dışarı sürüklediğini görür. Oğlan urganı gereksiz güç gösterisiyle koparır ve çürük olduğunu söyler. Oğlanın babası kıza kimlerden olduğunu sorduğunda; Kavalalı Recep’in kızı olduğunu söyler. Oğlan ipi kıza uzatırken beklenmedik bir durum olur ve keçi kaçmaya kalkışır. İkisini de tutmak isterken Cemal kızın elini tutmuş bulur kendini. Kız utanıp elini çeker ve çardaklarına döner. Zeliş ve Cemal’in aşkı burada başlamıştır. Zeliş ve cemal o günden sonra hep birbirlerini düşünürler.
Öte yandan aşıkları zora düşürecek, aralarına girmeye çalışacak olay da baş gösterir. Bekir Zeliş’in babasının yanına ikramlarla gelir ve kızını sözünü alır. Zeliş’i tütünler kalkınca vereceğini söyler.
Recep Ağa’nın dört kızı olmuş bir erkek evladı olmamıştır. Recep Ağa’nın erkek çocuğu olmasa da Zeliş tütün kırmada erkeklere taş çıkartır. Bir gün Cemal kuyuya su çekmeye gider. Çok geçmeden Zeliş’i görür, konuşmaya başlarlar. Konuşmaları ayak sesiyle bölünür. Gelen; gözlemecinin oğlu Yaşar’dır. Zeliş onu görünce Cemal’e hep peşinde olduğunu der ve gider. Yaşar’ın yüzünden sinirleri gerilen Cemal’in canı daha da sıkılır.
Kuyuda konuşmanın üstünden bir hafta geçer. Aşıklar birbirini görmek için zaman kollasa da bir türlü görüşemezler. Temmuz ayında artan sıcaklarla tütünlerin çabuk kırılması gerekir. Ali Onbaşı zora düşen Recep Ağa’ya yardım eder; iki kızı ve küçük oğlunu yardıma yollar. Tütünler kısa sürede kırılır ve dizilir. Ali Onbaşının çocukları akşam herkesi çağırıp ateş yakalım der. O akşam herkes ateş etrafında toplanır; dans eder, şarkılar söyler. Bir ara Cemal ortadan kaybolur. Zeliş de Cemal’in peşinden gider. Bir süre sonra Cemal ve Zeliş’in yokluğu fark edilir ve tedirginlik yaratır. Her ne kadar Zeliş ve Cemal farklı yönlerden çıksa da herkes kuşkuya düşer. Gece Zeliş’in Annesi Recep Ağa’ya kızının başını bir an önce bağlamasını söyler.
Gözlemecinin oğlu Yaşar Zeliş’in kendisine yar olmayacağını anlayınca intikam için ortalığı karıştırır. Herkese Cemal’in Zeliş’i kaçıracağını, Bekir’e ise Zeliş’in gönlünün Cemal’de olduğunu söyler. Bekir bunu duyunca Recep Ağa ile konuşur; Recep Ağa kızını tütün bitince kaçırmasını, kendisinin rızası olduğunu söyler. Bunlar olurken Zeliş Cemal’den kendisine mektup yazmasını ister. Çünkü annesi babası dikkat ediyordur. Cemal ve Zeliş birbirlerine diyeceklerini mektuba yazarlar. Bekir ise kendi içinde savaş vermektedir: Bir tarafı Zeliş’i bırakmasını söylerken, diğer tarafı Zeliş’le evlenince her yıl doğuracağı çocuğu, onlarla birlikte tütün kırmayı böylece çok parası olacağını düşünür ve Zeliş’i almaya karar verir. Bekir’in aşktan anlayışı bu düşünceden ibaret…
Bekir Recep Ağa’nın sözünden sonra soluğu Kör Fehmi’nin yanında alır ve yardım ister. Yaşının önemli olduğunu ve öğrenmesini ister. Bekir yaşını Recep Ağa’dan öğrenir ve planı yaparlar. Kör Fehmi ve Bekir’in fısır fısır konuştuğunu gören Ali Onbaşı oğlunu uyarır. Durumu anlayan Cemal mektupla Zeliş’i uyarır. Günler geçer… Bir gün Zeliş’in Annesi mektupları görür ve kızına büyü yapıldığını düşünür. Hocaya okutur kızını. Yeni mektuplar görmeyen anne kızı iyileşti sanar. Fakat Zeliş mektupların yerinin değişmesinden anlar ve dikkat eder. Kör Fehmi ve Bekir Zeliş’in çardaktan çıkmadığını görünce gönlünü yapmaya çalışır ama o da boşa gidince ilk plana geri dönerler.
Ekim ortalarına gelince yağmurlar başlar. Tütünler kırılmıştır. Recep Ağa zeytinler beklemek istese de o geceki yağmurdan sonra dönmeye karar verir. Bunu duyan Bekir ve Kör Fehmi pusuya yatar ve geçmelerini beklerler. Önden babasıyla giden küçük kız Rabiye onları görünce durumu anlar ve ablasına haber verir.
Zeliş soluğu Cemal’in yanında alır ve kaçarlar. Cemal ve Zeliş’in kaçmaları dalga dalga Bekir’in olduğu yere kadar yayılır. Peşlerine düşseler de bulamazlar. Ertesi gün Cemal ve babasından şikayetçi olurlar. Aradan geçen on beş gün sonunda Nuri Bey’in çalıştırdığı işçiler arasında bulunurlar. Savcıya getirilen aşıklar ifade verirler. Zeliş babasının onu zorla verdiğini, Bekir ile evlenmemek için kaçtığını yoksa onların kaçıracağını tek tek anlatır. Jandarma Cemal’i tutuklar ve Zeliş’i babasına vermek istese de Zeliş oradan ayrılmaz. Zeliş ve Cemal’in aşkına orada şahit olanlar Bekir’in ve Zeliş’in babasının fikrini değiştirirler. Ali Onbaşı Bekir’e borçlarını öder. Hesap kapanır. Zeliş ve Cemal yeni hayatlarına kucak açarlar…
Necati Cumalı’nın bu eserinde aşk güzel bir şekilde işlenmiştir. Bu konuları sevenler için birebir bir kitaptır. Zorluklara göğüs germeyi, onları sevgiyle aşmayı, her şeye rağmen birbirini sevmekten vazgeçmemek gerektiğini bize ustalıkla anlatmıştır. Bazı yerleri bana sıkıcı gelse de okunmasını tavsiye ederim.
Yazar: Nilay Alakuş