Önce İttifak-ı Hamiyet adlı gizli örgüt aracılığıyla, ardından Jön Türk bayrağı altında biçimlenen modern aydın hareketi, Batılı bir görünüme salipti. Ancak bu görünüm, geleneksel Osmanlı dünya görüşü üzerinde temellenen sorularla ve islami kavramlar-aydınlanmacılık arasındaki sentez arayışlarıyla birlikte değerlendirilmelidir. Şerif Mardin’den düşünce hayatına önemli bir katkı.
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ
Tanzimat kelimesi, Türkçe’de “düzenlemeler” anlamına gelir ve Türk tarihinin Osmanlı İmparatorluğumda Bandan esinlenen çok sayıda siyasi ve sosyal reformların gerçekleştirildiği bir dönemini (18391878) belirtmek için kullanılır Günümüzde bir Türk için bu (erim, derhal Türkiye’ye bu reformları getirmede öncü bir devle 1 adamı olan Mustafa Reşid Paşayı hatırlatır; ordunun ve kamu hizmetlerinin Avrupalılaşmasını, Tanzimat Öncesinde seleflerinin giymiş oldukları uzun kaftan ve sarık yerine istanbulin cekedler ve fesler giyen yeni memurları akla getirir. Söz konusu terim ayrıca, çağın bol masraflı balolarında Fransızca olarak nükteli sür ve sözler söyleyen Reşid’in halefi Fuat Paşa’yı ve imparatorlukla “karma” sekliler mahkemelerin kurulusunun gelişimini hatırlatır.
Tanzimat döneminde Türkiye’de vuku bulan kurumsal dönüşümler o zamanki Batılı gözlemcileri o kadar etkiledi ki, genellikle yüzeysel olmasına rağmen, bu resmi başkalaşıma geniş yer verildi. Bununla birlikte, vakit henüz olgunlaşmamıştı ve Avrupalı gözlemcilerin kullandıkları araçlar, Tanzimat reformlarına paralel giden düşünce akımlarını inceleyerek yazmak için henüz elverişli değildi. Bu çalışma, bu boşluğu doldurmaya yönelik bir girişimdir. Bu eser, Tanzimat’ın sonlarına doğru, 18671878 yılları arasında şöhret kazanan bir grup Türk aydınının, yani Yeni Osmanlıların, siyasî fikirlerine girmeye başlayan akımları belirlemeye çalışır
Çağdaş Türkiye’de Yeni Osmanlılar hakkında bilinenler, bilgilerin doğruluğu ve ayrıntıların zenginliği açısından, İngiltere’de on yedinci yüzyıl muhalefet grupları hakkında bilinenlerle veya bir bütün olarak Balı Avrupa’nın çok daha gerilerdeki Ortaçağ Konsül tartışmaları hakkında bilinenlerle mukayese edilemez. Ancak, bugün Türkiye’de yazı dilinin sade leş tiril meşinden köklü sivil hürriyetlere kadar, kökleri Yeni Osmanlıların öncü çalışmalarında yer almayan tek bir modernleşme alanı olduğunu söylemek zordur. Paradoksal olarak, Türk devletinin temellerine İslâm’ı yeniden enjekte etmeye yönelik bugün görülen her ciddî teşebbüs, geriye, onların zamanına da bakmak zorundadır. Çünkü, Yeni Osmanlılar aynı zamanda hem Türkçe okuyan halkın entellektüel donatımının Aydınlanmacı kısmının fikirlerini hazırlayan ilk insanlardı ve hem de bu fikirlerle İslâm arasında bir sentez meydana getirmeye çalışan ilk düşünürlerdi.
Sırf oluz yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarafından sağlanandan daha köklü bir siyasî modernleşme perspektifi olması sebebiyle bile, Yeni Osmanlı hareketinin bir muhasebesini yapmaya ihtiyaç vardır. Diğer taraftan, onlar hakkında çok az şeyin biliniyor olmasının söylenmesi de, insanı haklı çıkaracak özel bir sebeptir; onların tarihlerini aydınlatmaya çalışan ciddî bir girişim olarak, herhangi bir dilde yazılmış sadece tek eser vardır.1 Bu eser de. Yeni Osmanlı hareketinin doğuşu ile, onların ortaya çıkışlarının hemen öncesindeki ekonomik değişmeler arasında lam bir ilişki kurmaya çalışmasıyla sınırlı kalan faydasız bir Marksist tahlildir, Yeni Osmanlılara yüzeysel olarak eğilen diğer araştırmalarda, onların faaliyetleriyle ilgili en temel sorular sorulmamıştır. Mesela, kategorik olarak, Yeni Osmanlıların, Osmanlı imparatorluğumda daha önce benzeri görülmemiş bir siyasî protesto grubunu temsil ettikleri söylenebilir. Türk aydın sınıfından organize bir grup, ilk kez Osmanlı yönetimini açıkça ve sen bir şekilde tenkit ederek seslerini duyurmak için kitle iletişim araçlarını kullanıyordu. Bu bakımdan, böyle bir grubun ilk kez nasıl meydana geldiği konusu, bir soru olarak ortaya çıkıyor. Bu ikinci elden çalışmalarda, böyle bir bilmeceyi çözmek için hiçbir teşebbüste bulunulmamıştır.
Üzerinde yoğunlaşılması gereken noktalardaki bu ilgisizlik, Türk reformunu araştıran Batılıların daha önce kullandıkları metodların gerçekten çok sınırlı olduklarını gösterir. Bu çalışmalar, Türk reformu üzerinde yapılmış olan çalışmaların büyük kısmını oluşturur, fakat bunların çoğu Batılılar için en kolay ulaşılabilir kaynaklar seviyesinde sürdürüldü; yani söz konusu çalışmalar hatıralar, diplomatik materyaller ve hükümet vesikalarına dayandırıldı. Bu yüzden. ‘Büyük Elçi” Stranford Canning’in hayatı ve zamanı.2 Batılı güçlerin temsilcileri tarafından Türk reformu için yapılan (gerçek veya hayali) zorlamalar* ve bu temsilciler tarafından Osmanlıları kendilerinin reformlarla ilgili taleplerine boyun eğdirmek için kullanılan baskılar, Osmanlı İmparatorluğumun “Batılılaşması” ile ilgili kullanılan yaklaşımlardır, içlerinde Yeni Osmanlılara yüzeysel bir şekilde temas edilen eserlerde bile,* reformun formel, mekanik ve kurum saf yönlerine büyük bir önem atfedilmekledir. Araştırmanın bu tür yönlerinin, değişim boyunca bizzat Osmanlılar (aralından hissedilen entellektüel, sosyal ve kültürel stresleri ve gerginlikleri ifade edemeyen açmazları vardır.
Türkçe çalışmalar, en basit noksanlardan bile etkilenmektedir. Yeni Osmanlıları ele alan Türkçe iki çalışmadan birincisi kendi üyelerinden biri tarafından yazılan otobiyografik bir hikâye, gerçeklen üslûba feda eder;’ ikincisi ise, yalnız olguları toplamaya izin veren ve o nedenle de onların arasındaki bağlantıyı makul bir bütünlük içine yerleştirmeye engel olan antika meraklısı miyop bir tipe örnek teşkil eder.6
Bu yüzden. Yeni Osmanlı hareketine Türk kozası içinden bakma ve Türk reformları için bir “fizyoloji” geliştirme ihtiyacı hâlâ devam etmektedir. Bu yerine getirildiğinde. Yeni Osmanlı hareketi, gerçek perspektifi içinde, yani bir tabakanın ortaya çıkması olarak değil bilakis ondokuzuncu yüzyılın başından beri Osmanlı toplumunda işlemiş bulunan birçok surecin ürünü olarak görünecektir.
Ayrıca, bu çalışmanın ikinci amacının, Türkiye’ye ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren daha fazla sokulan ve Türk entellektûel mirasının bir parçası olan Batılı bazı siyasi kavramların gelişim sürecini ele almak ve tanımlamak olduğu söylenebilir.
Böyle bir problemi ele almanın en faydalı yollarından biri, son zamanlarda Lord Lindsay tarafından geliştirilen “etkili fikirler” kavramında yatıyor gözükmektedir. Lord Lindsay’e göre, “siyasî teori … gerçekle ilgilidir, fakat hususî bir tüt gerçekle. Vazifesi, siyasî bir organizasyonu ayakta tutmada gerçekten etkili olan maksat ve idealleri anlamaktır.”‘ Lord Lindsay’ın yaklaşımından yola çıkan bu eser, modern devletin temel kurumlarının tesis edildiği bir sırada, bu ideallerin Türkiye’de nasıl değiştiğini belirlemeye çalışmaktadır.
Bu tavır bir kere alındığında, araştırma kendi incelemesi içinde, birbiriyle ilgili fakat farklı üç problemi, yani inceleme alanını oluşturan donemin başlangıcında Osmanlı İmparatorluğu’nda geçerli olan siyasî fikirlerin durumunu, sunulan bu fikirlerin etkilerini ve bu etkilerin meydana getirdiği toplam değişmeyi çözümler.
Bu problemlerden birincisi Osmanlı toplumunun ondokuzuncu yüzyılın ortalarındaki geçerli siyasî fikirlerinin belirlenmesi, henüz araştırılıp incelenmemiş olduğundan ayrı bir çalışma gerektirmektedir. Bu noktada saz konusu çalışma, Tanzimat’ın mimarlarını harekete geçiren siyasi fikirlerin bir tasvirini ortaya koymak suretiyle başarılabilir. Bu fikirler. Yeni Osmanlıların ekseriyetinin doğduğu yıllarda başlatılan bir reform politikası içinde şekillendiler. Reform fikirleri, ayrıta. Yeni Osmanlıların faaliyet gösterdikleri sırada resmî çevrelerde hâlâ etkili bir düşünce iklimi” de oluşturdu
Yeni Osmanlıların siyasi yazıları, şüphesiz Avrupa etkilerini yansıtmalarına rağmen, özellikle bu etkilerin neler olduğunu öğrenmek tamamen başka bir konudur Tanzimat’ın başlangıcındaki düşünürlerin çoğu, Avrupa’nın akıl hocalığını hisset [irmezler. Batılı siyasî düşünürlerle ilgili referansları hemen hemen yoktur. Bu iki grubun seçmeci tavrı, bunların ideolojik şecerelerini çözmeye girişen herhangi birisine daha da fazla güçlük çıkarır, dilinizdeki eser. bu tür etkilerin kaynaklarını araştırıp bulmaya çalışmaktadır.
Bu husustaki özel bir problem, insanın. Yeni Osmanlıların…