Bookstagram || Kristal Kitap (@kristalkitap)'in paylaştığı bir gönderi ()
Kitabı, Uğultulu Tepeler'i okurken zorlandığımdan arada kitaba es vermiş olmak için başlamıştım ama elimden bırakamadım. Çok tatlı ve sıradışı bir hikayesi var Her Şey için Teşekkürler'in.
Her şeyi boş vermiş bir çocuğun sadece bir hafta sonuna sığan ilk aşkını ve bu aşkın hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor bize Parker Santé. Tamam, yani kendi hikayesini anlatıyor işte.
5 yıldır konuşmuyor. Gelecek planları yapmıyor. Sosyalleşmiyor. Tedavi olmuyor. Tüm bunları isteyerek yapmıyor çünkü hiçbir şey umurunda değil. Konuşamıyor olmak umurunda değil tedavi olsa konuşabileceği halde. Üniversite planları yapmıyor çünkü… ne gerek var? Geleceğe, hayata dair bir beklentisi yok. Sadece yaşıyor, öylece. Çünkü her sabah gözlerini diğerlerinden çok da farklı geçmeyecek bir güne açıyor. Boş bir kabuk gibi Parker. İçini doldurmayı umursamıyor.
Ve bir gün okuldan kaçarak bir otele gidiyor. Otelleri seviyor, nedenini bırakalım da Parker anlatsın size, ve orada gümüş saçlı bir kız ile tanışıyor. Sonrasında adım adım Parker'ın Zelda'nın hayata bakış açısını değiştirmeye çalışırken aslında nasıl kendi bakış açısının değiştiğini okuyoruz.
Hikayenin işlenişi, anlatım tarzı, kurgusu, her şeyi çok sevimliydi. Hele ara ara Parker'ın yazmış olduğu kısa hikayeleri okumak ise farklı bir keyifti. Kitabı ayrı sevdim hikayeleri ayrı bi sevdim. Eğer kitabı merak ediyorsanız, diyorum ki: Merak etmekle kalmayın gidin alın bence.
“Hiç kimse genç hissetme duygusunun önüne geçemez.”
Parker Santé beş yıldır tek kelime konuşmamıştı. Sınıf arkadaşları parlak gelecekleri için planlar yaparken, o okuldan kaçarak otellerde takılıyor, zaman öldürmek için ise oteldeki konukları izliyordu. Fakat göründüğünden biraz daha büyük olduğunu iddia eden Zelda Toth adındaki gümüş saçlı esrarengiz kızla tanıştığında, uğruna yaşanacak birkaç küçük şeyin daha olduğunu keşfedecekti.
New York Times çoksatan yazarı Tommy Wallach’tan ilk ve son aşklara dair sıradışı bir hikaye…