Sefere çıkmış Osmanlı ordusu yağmur altında kalmıştır. Ordu mola verir. Konak yerine geldikleri hâlde, padişahın çadırı yoktur. Otağcılar da ortada bulunmamaktadır, herkes, padişahın çadırının kaybolduğunu söylemektedir. Ordunun önde gelenlerinden yiğit Tosun Bey, bu duruma çok şaşırır. Hiddetinden inlemektedir. Koskoca padişaha layık olmayan bir durumdur çünkü. Mahmut Çelebi ve Perviz Efendiye: “İki konak arasında bir otağı yapamayan biri nasıl devleti idare eder?” der. Tosun Bey, normalde padişahını çok seven biridir. Hiddetinden bu şekilde konuşmuştur.
Sadrazam, bir süre sonra Tosun Bey’i çağırır, ona bir ferman verir. Niş beyine götürmesini söyler. Tosun Bey, fermanı yolda okur. Fermanda kendisinin idam edilmesi yazılmaktadır. Önce çok sinirlenir, kendisi gibi eşine ender rastlanan, vatanı için çalışan birinin nasıl olur da idam edileceğini anlayamaz. Sonra vatanına itaat eder ve fermanı hiç okumamış gibi Niş beyine götürür. Niş Beyi onu hürmetle karşılar. Ona kıymak İstemez. Bunun Mahmut Çelebi ve Perviz Efendi gibi entrikacıların padişahı kandırmasından kaynaklandığını anlar. Tosun Bey, tüm teslimiyeti ile padişahın emrinin yerine getirilmesini söyler.
önceki yazı
sonraki yazı