Pompei Neresidir, Pompei Şehrinin Özellikleri Nelerdir, Pompei Hakkında Özet Kısa Bilgi
İ.Ö. 79 yılında Vezüv yanardağının lavları altında kalan Pompei, Sarno ırmağının ağzında, denize yakın bir yerde kurulmuştu. Bu verimli toprak şeridi üstünde art arda Osklar, Yunanlılar, Samnitler oturdu. İ.Ö. 89′da bölge, Sullanın eline geçti. İ.Ö. 80′de «Colonia Veneria Cornelia» adıyla Roma’nın sömürgesi oldu. İlk yerleşme merkezi, denize en yakm olan bölgede kuruldu ve buraya daha sonra Forum alanı yapıldı.
Pompei’de Apollon adına yapılmış en eski tapmaklardan biri yeralır (İ.Ö. VI. yy.). Forumdaki sıra kemerli alanda, Roma mimarlığına özgü yapıların yanı sıra, dev bir yapı göze çarpar. «Eumachia binası» adı verilen bu yapı, rahibe Eumachia’nm himayesindeki Fullones (çamaşırcılar, temizleyici ya da kumaş boyacıları) loncalarının yeriydi. Kentin koruyucu tanrıçası olan Venüs’ün tapınağıysa, batıda, Porta Marina yakınındaki taraçalı bir alanda yükselirdi.
İ.Ö. VI. yy’da Herakles adına yapılan bir başka tapmak, iki kenarı kemerler, üçüncü kenarıysa kent surlarının burçlarıyla kapalı üçgen biçimli forumun uç kesiminde kurulmuştu. Forumdan tiyatroya ve Samnit döneminden kalma küçük bir gimnasiuma geçilirdi. Gimnasiumun hemen yanında, Mısır tanrıçası İsis’in tapınağı ile gladyatörlerin kışlası bulunuyordu.
Gladyatörlerin savaşa olan tutkuları, Pompeililerin İ.Ö. 80′de güneybatıda, savaş oyunlarına daha elverişli bir yapı kurmalarına yolaçtı. Bu yapı . 13 000 kişilik bir amfiteatrdı. Bilinen bu en eski Roma amfiteatrı, imparatorluk döneninde yapılanlardan, arenasının birinci katı altındaki yeraltı bölmesinin olmayışıyla ayrılırdı. Augustus da buraya yakm bir yerde, kemerlerle çevrili, çok büyük (140 m eninde), ortasında basamaklı havuzu olan bir jimnastik salonu yaptırdı.
Kent, dik açıyla kesişen dümdüz yollarla çeşitli mahallelere bölünmüştü. Yollar genellikle kaldırım taşlarıyla döşeliydi; iki yanda yüksekçe yaya kaldırımları yeralır, yolun ortasına enlemesine büyük taşlar yerleştirilirdi. Evler daha çok Samnit evlerinin planındaydı. Ana kapıdan sonra dar ve uzun bir geçitle atriuma varılırdı; oturma odası (tablinum) ve öteki odalar (cubiculai buraya açılırdı; bir başka geçitten de. hortus denilen küçük bir bahçeye çıkılırdı. Zamanla bu konutlara, sütunlu girişi olan bahçeler de eklendi; böylece yapılar, geniş boyutları, mozaikli yer süslemeleri ve duvar resimleriyle, şatafatlı bir gürünüm kazandı.
Pompei’de bu tür resimlerin çok sayıda olması, resim teknik ve üsluplarının evrimini görmemize yardımcı olur. Vetii kardeşlerin evindeki tricliniumda t yemek odası), kırmızı duvar üstünde oldukça güzel bir resim vardır: Siyah fon üstünde küçük aşk tanrıları, çeşitli işlerle (mücevhercilik, boyacılık), bağ-bozumuyla uğraşmakta, savaş arabası yarışlarıyla ilgilenmektedir. Kentten biraz uzaktaki görkemli bir villada (Sırlar villası), fresklerle süslü bir salon bulunur. Fresklerde-ki insanlar ve mitoloji kahramanları, bir «Dionysos sırlarına girme!» ayini yapmaktadır.
Genç Plinius’a göre, 79 yılında Vezüv’ün patlamasıyla Pompei, Herculanum’u kaplayan çamur ırmağının altında kalmadı; ama kentin üstüne kül ve yanardağ çakılı yağdı.
Halk, evlere saklanarak olayın bitmesini bekledi, böylece çok vakit kaybetti. Manii a ya da Herculanum kapısına doğru kaçmaya başladıkları sırada, iş işten geçmişti; üstlerindeki mantolar, onları zehirli buharlardan koruyamadı. Birçoğu zehirlenerek ya da yıkılan binaların altında kalarak can verdi.
Üstlerine dökülen ve hemen sertleşen küller, cesetlerin ayrışmadan sonra bile biçimlerini korumasına yardımcı olmuş, cesetlerin boşluklarına alçı dökülerek, yaşamlarının son anında donup kalan bu kadın ve erkek bedenlerinin biçimleri, tam olarak ortaya çıkarılmıştır.
Pompei Hakkında Bilgi