Orta Oyunu Nedir, Özellikleri Nelerdir, Hangi Karakterler Vardır, Orta Oyunu Hakkında Bilgi
Geleneksel Türk tiyatrosunda, dört yanı seyircilerle çevrili bir alanda, herhangi bir yazılı metne bağlı kalınmadan doğmaca olarak (irticalen) oynanan güldürü türündeki oyuna Ortaoyunu adı verilir.
Ortaoyunu bir tulûat oyunudur. Belli bir yazarı, yönetmeni yoktur. Oyunlar, ustadan çrrağa geçe geçe ortaklaşa nitelik taşıyan konulardan seçilmektedir. Oyuncular, rollerini tam bir serbestlik içinde oynarlar.
Ortaoyunun belli bir binası yoktur. Çayırlarda, avlularda oynanabilmektedir. Dekor olarak da yalın bir görünümü vardır. Oyunun oynandığı yerde ev, hamam, vb. olarak kullanılan birkaç kanatlı bir kafes ya da paravana (yeni-dünya), işyeri olarak kullanılan iki kanatlı bir kafes ya da paravana (dükkan), erkek seyircilerin oturduğu bir bölüm (mevki), kadın seyircilerin oturduğu bir bölüm (kafes), seyircilerle oyun yerini ayıran bölüm (parmaklık) bulunurdu.
Ortaoyunu dört bölümden oluşur: Giriş; Muhavere (Arzbar, Tekerleme); Fasıl; Bitiş. Oyun müzikle başlar. Sazlar da zurna ve çiftenaradan oluşur. Zaman zaman ince saz takımı da kullanılmıştır. Giriş’te, zurna Pişekâr havası çalar; Pişekâr, elinde pastal (şakşak) ile ortaya gelir ve oyunu açar. Muhavere’de zurna, Kavuklu havası çalar, Kavuklu ile Kavuklu arkası ortaya gelir. Muhaverenin iki bölümü vardır: Arzbarda, Pişekâr ile Kavuklu çekişirler ve sonunda birbirleriyle tanıdık çıkarlar; Tekerleme bölümünde, Kavuklu bir tekerleme söyler ve başından geçen bir olayı anlatmaya başlar. Bu aşamada iki söz ustası (Pişekâr ile Ka’vuklu) çeşitli söz oyunlarıyla yarışırlar; sonunda bu anlatılanların bir düş olduğu ortaya çıkar. Fasıl bölümünde bir olay temsil edilir. Bitişte Pişekâr, seyirciden özür dileyerek, gelecek oyunun adını ve oynanacağı yeri bildirir, seyirciyi selamlar ve öteki oyuncularla alandan çıkar; zurna bitiş havası çalar.
Ortaoyununda yeralan başlıca kişiler şunlardır: Pişekâr (Karagöz oyunundaki Hacivat’ın karşılığıdır, oyunu açar, yürütür ve bitirir; elinde bir pastal ya da şakşak bulunur-, bununla ya çeşitli eylemlerde-ki, sözgelimi kapı açmak, kapatmak gibi sesi çıkarır, ya da oyuna yön verir);Kavuklu (Karagöz oyunundaki Karagöz’ün karşılığıdır; oyunun baş komiğidir); Çelebi (mal mülk sahibi, mirasyedi, züppe, zampara bir kişiyi simgeler); Zenne ‘(|kadın kılığına girmiş bir erkektir; ya eş, ya kapatma, ya da ortamalı durumundadır. Bazen tek başına, çoğunlukla ötekilerle ortaya çıkar). Öteki tipler arasında da Tuzsuz, Matiz, Sarhoş, Külhanbeyi, Efe, Cüce ve Kanbur, Denyo, TaklitTer (taşralılar: Anadolulu, Rumelili, müslüman azınlıklar, Kürt, Arnavut, Acem, Arap, Ttıüslüman olmayan azınlıklar ve yabancılar: Yahudi, Ermeni, Rum, Frenk) sayılabilir.
Ortaoyununun hangi tarihte ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Ama XIX. yüzyılın ikinci yarısıylaXX. yüzyılın ilk çeyreğinde kesin biçimini aldığı görülmektedir. Ortaoyununa tarihsel gelişimi içinde «kol oyunu», meydan oyunu, zuhuri (zuhuri kolu) gibi çeşitli adlar verilmiştir.
Ortaoyununun doğuşu konusunda da çeşitli söylentiler vardır: Bazı ortaoyuncuları, ortaoyununun Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Süleymaniye’deki tımarhanede akıl hastalarının tedavisi için oynanan oyunlardan çıktığını ileri sürerler. Ortaoyununun Karagöz’den doğduğunu söyleyenler de vardır.
Bazı Batılı incelemecilere göreyse, Karagöz ile Ortaoyunu’nun oluşumunda Yunan ve Latin mimus’u ile İtalyan halk komedyası «commedia dell’arte»nin etkisi görülmektedir. Gerçekteyse, Osmanlı -Türk toplumundaki çeşitli eğlencelerde görülen birtakım öğeler (musiki, dans, muhavere, taklit, temsil, vb), zamanla değişerek ve gelişerek «Ortaoyunu» adı verilen türü ortaya çıkarmıştır. Batı tipinde tiyatro türünün gelişmeye başladığı dönemde, «perdeli ortaoyunu» denemesi yapılmış, Kavuklu Hamdi, Aksaray’ da bu amaçla «Hayalhane-i Osmani Kumpanyası» adıyla bir tiyatro kurmuş, bunu, başka topluluklar da izlemiştir. Ne var ki, XX. yüzyılın ilk çeyreğinde, ortaoyunu Batı örneği ilk tiyatrolarla rekabet edemediği için ortadan silinmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Osman Cemal Kaygılı, Fikret Adil ve arkadaşları bir «Ortaoyununu İhya Cemiyeti» kurmuşlardır. Bu arada ortaoyunundan günümüzde nasıl yararlanılması gerektiği konusunda da tartışmalar sürmektedir.
• Görüldüğü gibi ortaoyunu hareketlere değil, sözlere (daha doğrusu söyleşmeler) dayanan bir tiyatrodur. Niteliği yönünden de «soyut tiyatro» örneğidir.
Ortaoyununda ün yapan tiyatro adamlarının başlıcaları arasında Sepetçi Ali Rıza, Asım Baba, Attar Şükrü Efendi, Kör Mehmet Efendi, Kavuklu Hamdi, Pişekâr Küçük
İsmail Efendi, Naşit, İsmail Dümbüllü sayılabilir.
Orta Oyunu Nedir