“Avrupa’daki en esrarengiz örgüt ‘Gül ve Haç Kardeşliği’, ‘Tapınak Şövalyeleri’ ve masonlar 18. yüzyıldan bu yana ortak bir strateji izleyerek Avrupa Birliği’ni kurmaya çalışmaktadır. Son yüzyılda, özellikle Avrupa siyasetinin ‘perde arkasındaki’ en güçlü temsilcileri bu üç gizli örgüttür.”
“Kişisel görüşüm, Türkiye’nin AB üyeliği için gerçek engeli İslamiyet değildir. AB’yi kuran ve yönetenler takiyye yapıyorlar. AB’de Kilise Hıristiyanlığı olmayacak, Gnostik-Masonik Hıristiyanların Birliği, Tanrısı ve Ahlakı yönlendirici olacaktır. AB’ye Vatikan ve Papa Bile alınmazken Türkiye, ne olduğu belirsiz laiklik anlayışı ile AB’nin hangi Gnostik-Masonik muktesebadını hazmedebilecektir ki?”
Aytunç Altındal, Gül ve Haç Kardeşliği’nde Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hiç bilinmeyen “Gnostik-Masonik” yüzü ve özünü anlatıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’ni kuran fikirlerin hangi gizli örgütlerce, ne zaman ve nasıl ortaya getirildiklerini, Avrupa Birliği’nde kullanan sembollerin, örneğin 12 yıldızlı bayrağın gerçekte neyin sembolü olduğunu açıklıyor.
“Göze Görünmeden” hayatlarımıza yön veren gizli kişileri, örgütleri ve bunların Türkiye bağlantılarını, ismen, Gül ve Haç Kardeşliği’nde okuyacaksınız
ÖNSÖZ YERİNE
Bu kitabın Önsözü’ne bir anıyla başlamak İstiyorum. 6u anımın kitabın içeriğiyle doğrudan bağlantısı var. Kitabın tezini iyice kavrayabilmek için, yaşanmış ve birinci elden, ismen açıklanan bu anı yararlı olacaktır kanısındayım.
12 Eylül 1980′de gerçekleştirilen askeri darbe sırasında HAVASS Yayınları’nın ve SÜREÇ Siy asalKül tür Dergisinin yöneticisiydim. SÜREÇ’in 20 Ağustos 1981 tarihli 7. sayısında, o sıralarda Avrupa’da patlayan P2Mason Locası skandalıyla ilgili olarak “Devlet ve Masonlar” başlığı altında Fransız ve Dünya Masonluğu’nu inceleyen bir diziyi yayınlamaya başladım. Sıkıyönetim vardı ve dergi, ilginçtir ki, daha piyasaya çıkmadan, basımevindeyken toplatıldı, sadece çok az sayıda dergiyi kurtarabildik. Kalanlar SEKA’ya gönderildi ve kesekâğıdı yapıldı. Bunun üzerine 9 Aralık 1981′de derginin 8. sayısını çıkarttım. “Devlet ve Masonlar” dizisinin U. Bölümü dergideki yerini almıştı. Dergi yine piyasaya çıkmadan “Zoralımla” toplatıldı, yine birkaç nüshasını kıyımdan gizlin kurtarabildik.
Derginin yasaklanmasından sonra bir Büyükelçi, Sayın Settar lendiren masonluğu simgeliyordu! 13 harften oluşan bir şifre taşıyan Fransa Büyük Doğu Mason Locası’nın (G.O.D.F.) mühründe ise, Avrupa’daki en esrarengiz gizli örgütün, “Gül ve Haç Kardeşliği”nin Anayasası sayılan “FAAM”nın baş harfi (F) ve bunun üzerine oturtulduğu bir haç vardır. Her harfin arasına üçgen oluşturan üç nokta konulmuştur ve bu da Mason Tanrısı’nın; “Kâinatın Yüce Mıman”run kodudur. “Gül ve Haç Kardeşliği”, “Tapmak Şövalyeleri” ve masonlar 18. yüzyıldan bu yana ortak (syncretic) bir strateji İzleyerek, Avrupa Birliği’ni kurmaya çalışmaktadırlar. Bu amaçla bu üç gizli örgüt, bir de “İnsini Haklan Locası” kurmuştu. I. Dünya Savaşı’nın sonunda Alman İmparatoru bu locanın üyeleri tarafından tahtından feragate zorlandı ve Hollanda’ya gönderildi. Söz konusu üç gizli Örgütün üç locası, son yüzyıldır, özellikle Avrupa siyasetinin “Perde Arkasındaki” en güçlü temsilcileridirler. Bunlardan “Gül ve Haç” Alman kökenli, “Farmasonluk” (Freemasonry) İngiliz, İskoç ve “İnsim Hakları” savunuculuğunu yapan Tapınak Şövalyeleri de Fransa tarafından tarih sahnesine çıkartılmış OkültikGnostİk Hıristiyan (gizli) örgütleridirler. SÜREÇ’teki yazı dizisinde işte, bu karmaşık masonik ilişkiler anlatılmıştı.
Bu gizli örgütlerin hazırladıktan “Üst Tasarıma” göre, Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği olacaktı ama esasta bu “Birlik” Masonik Evrensellik ilkesine göre inşa edilecekti. Birleşik Avrupa’da Hıristiyanlığın Tanrısı değil. Masonların Tanrısı “Kâinatın Yüce Mimari” (Arehetechton) egemen olacaktı. Bu gizli örgütler 17. yüzyıldan beri bu düşleri kuruyorlardı. (Kitapta hım ayrıntılarıyla ve belgeleriyle okuyacaksınız.) Bu amaçla tıpkı bir devlet gibi örgütlenmişlerdi. Kendilerini yönetmek için Başbakanlar (Maşnkı Âzamlar). Bakanlar (Hatip, Kâtip, Muhakkik, Hazine Emiri, Nazır, Muhafız, vd.) seçmişler, kendi Adalet Divantan’nı, Konseyleri’ni. Federal Konseyleri’nî ve Kardeş Locaları’nı (diğer ülkelerdeki Elçilikler gibi) tesis ermişlerdi. Tıpkı “Alternatif bir devlet gibiydiler ya da “Devlet İçinde Devlef’t’ıieı. Masonluğun İlk üç derecesi tıpkı bir devlet aygıtı gibi kurulmuş ve çalışmaktaydı. Dördüncü ve daha yukarı derecelerde ise, çok gizli (Occullik ve Ezoterik) bir “Şövalye” sistemi yürütülüyordu; ilk üç içindekilerin bunlardan hiçbir şekilde haberi olmuyordu. Mason Anayasa sı’na göre her mason, sadece kendi üstadından emir alıyordu ve o üstat da, daha üst bir “Yabancı” üstattan buyruk alıyordu. Ayrıca masonların örneğin Türkiye’de etkili olan Fransız Büyük Doğu Locası 1859′dan bu yana aralarına aldıkları kişilere İncil üzerine yemin ettirmedikleri, onlardan sadece “DEIST” olmalarım istedikleri dizide açıklanmıştı. Bu uzun yazı dizisinde daha pek çok bilinmeyen husus açıklanmıştı. İşte HAVASS ve SÜREÇ’e kesilen cezanın gerisinde, göze görünmeyen kuytuluklarda gizlenen masonluğun bu “Janus Fâce” si (İkiyüzlü Tanrı) duruyordu.
Diziyle ilgili “göze görünmeyen” mahfellerde alarm zilleri çaldıran başka bir “Bilgi” daha vardı. Dizi için yazdığım tanıtım açıklamasında, Türkiye’de ilk kez Cumhuriyet Senatosu üyelerinden gizli bir “Mason Raporu” hazırlandığını duyurmuştum. 1973 yılında tamamlanan bu rapor TBMM’de Cumhuriyet Senatosu’nun genç üyelerinden birinin, Cihat Alpan’ın başkanlığında hazırlanmıştı. 12 Eylül’e kadar bu rapor bir türlü Senato’ya ve Genel Kurul’a indirilememiş ve bazı gizli ellerce hasıraltı edilmişti. İşte bu çok önemli raporun yeniden ele alınmasını istemiştim. Ne yazık ki tam tersi oldu. Evren’in yönetimindeki TC Devleti, Senato’yu kaldırdı, senatörlük lağvedildi. Bu önemli rapor da günyüzüne çıkamadan buharlaştı. Cihat Alpan’a ne oldu derseniz, raporunun başına neler geldiğini göremeden birdenbire hastalandı ve öldü! Kibarca söylemek gerekirse, masonlarla ilgili ciddi araştırmalar yapmak, dürüst, yurtsever ve inaçlı insanların hayatlarına ve sağlıklarına zarar verir diyebilirim!
Bu kitapta işte Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hiç bilinmeyen “Gnostik Masonik” yüzü ve Özü anlatılıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’ni kuran fikirlerin hangi gizli örgütlerce ortaya getirildikleri ‘ açıklanıyor. Bugünkü Avrupa Birliği’nde kullanılan sembollerin, örneğin 12 yıldızlı AB Bayrağının GERÇEKTE neyin sembolü olduğu İLK KEZ AÇIKLANIYOR. AB’nin Kodları ve Şifreleri nelerdir, bunlar anlatılıyor. Ve masonik bir gizli örgüt anlatılıyor. Bunun …..