Düşünür ve toplumbilimci yanı, sanatçılığının önündedir. Tanzimat‘la başlayan bireysel ve dağınık Türkçülük çalışmalarını sistemleştirmiş, buna bir program getirmiştir. Önceleri Turancılık düşüncesini savunmakla birlikte, Birinci Dünya Savaşı sonrasında daha gerçekçi Türkçülük düşüncesine varmıştır. 1923’te yayımladığı “Türkçülüğün Esasları” adlı bir kitabında milliyetçiliğin programını belirlemiş, Türkçülüğün amaçlarını göstermiştir. Emile Durkeim’in toplumsal ülkücülük (içtimai mefkure) görüşünü benimseyerek Türkçülüğün hukuk, iktisat, siyaset ve dinde gerçekleşme yollarını göstermiştir. Ziya Gökalp, toplumu, bireyin önüne koymuş, çağdaş ve ileri bir ülke için toplumsal kurumların Batı’daki örneklerine göre düzenlenmesi gerektiğini savunmuştur. Ulusal kültür birliğinin sağlanması için de; halk e-gemenliğine dayalı bir demokrasi kurulmasını, ulusal sermaye İle büyük bir sanayi toplumu kurulması gerektiğini dile getirmiştir. Heceyle yazdığı şiirlerinde halkın eğitimi amaçlamış konularını folklardan, destanlardan ve Türk tarihinden almıştır. Manzum destanlar ve masal denemelerinde yalın bir dil kullanmıştır.
Eserleri:
Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık ( şiir)
Türkçülüğün Esasları, Türk Medeniyeti Tarihi (inceleme)
Türkleşmek, islamlaşmak, Muasırlaşmak ( Makale)
Malta Mektupları ( mektup)