Roman özetleri

Piraye

Kitabın Yazarı: Canan Tan
Yayınevi: April Yayıncılık
Kitap Türü: Yerli Romanlar
Yayınlandığı Yıl: 2009
Sayfa Sayısı: 400
ISBN: 9752110922

Arka Kapak Bilgisi

Okudukça, dizelerin anısına dalıp kendimden geçtikçe, tehlikeli bir biçimde özdeşleşiyordum Pirayeyle.
Tiyatro sahnemde, bundan sonraki rolüm belliydi artık. Nâzım Hikmetin Pirayesi rolünü oynamak…
Peki bana eşlik edecek oyuncu kim olacaktı?
Bunu düşünmek bile anlamsızdı; karşımda Sazım vardı ya…
Şiir Yüzlü Piraye… kendi yazdığı senaryolarda yaşıyor.
… Kim olursa olsun; evleneceğim insan, benim varlığımı yok sayarak bir başkasıyla beraberlik yaşayacak ve ben buna seryirci kalacağım ha…
Yazgıymış! İnanmıyorum yazgıya falan… Onu yaratan da, şekillendiren de bizleriz. Benim yazgım kendi çizeceğim yoldur! O yolda beraber yürümeyi kabullendiğim insanı da kimseyle paylaşamam ben…
Yazgıya bile kafa tutacak kadar yürekli… Özgürlüğe âşık!
Ancak, başkaları tarafından yerinden oynatılan kilometre taşlarının, gene başkalarınca gelişigüzel dizilmesiyle önüne serilen yolda yürümeye mecbur bırakılınca… İşler değişiyor.
… Hiç hayıflanma, o şiirsellikten uzak düştün diye. Gözlerini aç ve o günlerde göremediğin gerçeği gör artık…
Nâzım da o sevda yüklü dizelerini eliyle bir kenara itip, daha sıcak bulduğu kollara koşmamış mıydı?
Haşimin yaptığı, onunkinden çok mu farklı?
… Kendince tanrılaştırdığın, tapınmaktan gurur duyduğun putların, gerçekte basit birer taş parçası olduğunu ne zaman kavrayacaksın?
Ama. gönlün gerilerde bir noktaya takılı kaldıysa eğer, sevinebileceğin bir gerçeklik duruyor orada.
İşte şimdi, Nâzımm kızıl saçlı Piraye siyle tam olarak özdeşleştin.
Kutlu olsun.
Fırtına gibi bir yaşam öyküsünün başoyuncusu oluveriyor Piraye…

Kitap Özeti

Piraye Canan Tan
Yıllardır bir tiyatrocu olma hevesiyle yaşayan Piraye, Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazanır. Edebiyat düşkünü babasının tek hayali, kızının onunla birlikte muayenehanesinde diş doktoru olmasıdır. Piraye ne kadar istemese de bu isteğe karşı koyamaz.

Okulun ilk günü kolejden arkadaşı Esin’le aynı bölümde olduğunu öğrenir. Esin biraz uçarı, aşk ilişkilerine önem veren bir kızdır. Esin sayesinde Arif’le tanışan Piraye, edebiyata düşkün bu çocukla birbirlerine şiir vermeye başlarlar. Ancak Piraye Arif’e karşı bir şeyler hissetmez ve bu ilişkiye bir süre sonra son verir.

Yazın gelmesiyle, Piraye ailesiyle birlikte Çınarcık’taki yaz köşküne gider. Bir gün Piraye’nin sınıf arkadaşı Ömer, Piraye’yi görmeye Çınarcık’a gelir ve birlikte güzel vakit geçirirler. Annesi ve ablası Ömer’i Piraye’ye çok yakıştırsalar da Piraye onu yalnızca arkadaşı olarak görür. Ancak Ömer Piraye’ye karşı başka şeyler hisseder. Ömer Piraye’ye olan hislerini dile getirmek ister fakat Piraye böyle bir ilişkiye olumlu yaklaşmaz ve arkadaş kalmak istediğini belirtir.

Piraye bir gün hiç ummadığı bir anda Mikrobiyoloji dersi asistanı, sınıftaki çoğu kızın ilgisini çeken Nevzat’tan bir evlilik teklifi alır. Ancak onu da reddeder.

Üçüncü sınıfın ortalarına doğru, Piraye Diyarbakırlı, zengin bir aileye mensup, aynı bölümün beşinci sınıfında okumakta olan ve kendisinden yedi yaş büyük, Haşim adında bir ağayla tanışarak, kendini aniden başlayan bir birlikteliğin içinde bulur. Bir Safranbolu gezisinde Haşim ve Piraye ilişkilerinden emin olurlar ve Haşim Piraye’yle evlenmek ister. Haşim nihayet mezun olur ve ailesini Diyarbakır’dan getirerek, Piraye’yi isterler ve Piraye ve Haşim nişanlanır. Nişandan sonra Haşim askere gider.

Piraye’nin mezun olmasına yakın Haşim’in askerliği biter ve iş kurma planları yapar. Haşim Diyarbakır’da ailesinin onun için bir muayenehane aldığını öğrenir. Bu orada yaşamaları gerektiği anlamına gelir. Piraye bu haberi alınca evlenmekten vazgeçer ancak ailesi muayenehane açılışında bulunmasında bir sakınca olmadığını söyler. Piraye Diyarbakır’dan evliliğin yapılması kararıyla döner. Piraye ve Haşim, Diyarbakır’da kalabalık bir nikah töreniyle evlenir. Düğünden hemen sonra balayına giderler. Diyarbakır’a döndüklerinde Haşim’in davranışları değişmeye başlar. Piraye evde sıkıldığından Haşim her ne kadar istemese de Haşim’le birlikte muayenehaneye gitmeye başlar.

Bir akşam Piraye işini bitirmiş çıkmaya hazırlanırken, öğretmen bir çift gelir. Piraye’nin adamı tedavi ettiği sırada Haşim gelir ve bekleme salonunda beklemeye başlar. Nihayet hastalar gittiğinde, Haşim Piraye’nin erkek hastayı tedavi etmesini kıskandığı için ona kötü davranır ve tokat atar. Piraye İstanbul’a dönmeye karar verir ancak telefonda ablasının boşanma arifesinde olduğunu öğrenir. Piraye kararlıdır ve Haşim’le bir süre konuşmaz. Hasat zamanı tüm aile köye gider. Haşim ve Piraye evde yalnız kalırlar, yakınlaşırlar ve her şeyi unutup yeniden başlarlar. Piraye, Haşim’in ısrarıyla yeniden muayenehaneye döner.

Evlilik yıldönümlerinde Piraye Haşim’e hamile olduğu haberini verir ve bu haber ailede sevinçle karşılanır. Piraye’nin hamileliği devam ederken, ayrı eve çıkarlar. Ve nihayet bebek doğar. Bebek kız olur ve ismini Dicle koyarlar. Artukoğlu ailesi hayal kırıklığına uğrar ve erkek çocuk için ısrar ederler. Dicle ile gerçekleştirdiği bir yaz tatili dönüşü, Piraye erkek çocuk doğurmaya karar verir.

Bir yaz daha gelir ve Piraye hamile kalamadığı için İstanbul’da doktora gitmeye karar verir. Doktor Piraye’nin kız kısırı olduğunu ve bir daha doğuramayacağını söyler. Piraye bu kötü haberi alır almaz Diyarbakır’a geri döner ve Haşim’e her şeyi anlatır. Haşim olanlardan etkilenmez, her şeyin eskisi gibi devam edeceğini düşünür.

Piraye’nin babası felç geçirir ve İstanbul’da gider. Üç aylığına zorunlu ayrılığın ardından evine dönen Piraye, Haşim’in kuma aldığını, düğün yaptığını ve onunla köydeki evde kaldıklarını öğrenir ve boşanma kararı alır. Kuma Zühre sakat bir kız çocuk doğurur.

Piraye İstanbul’a dönmüştür. Bir akşam kasıklarında bir sancı yaşayarak doktora gider. Doktor onu tedavi eder ve kız kısırı saçmalığının olmadığını söyler. O günden sonra Piraye, yalnızca eşyalarını toplamak için Diyarbakır’a döner. Diyarbakır’a döndüklerinde, Haşim onları yemeğe çıkarır ve birlikte tatile gitmeye karar verirler. İskenderun’da geçirdikleri tatilde, Piraye Haşim’le birlikte olur.

Piraye babasının ölüm haberini alır almaz İstanbul’a kesin dönüş yapar. Tüm olanlardan sonra Piraye babasının hatırasını yaşatmak için, onun muayenehanesinde çalışır. Aylar sonra Haşim, Piraye’siz yapamayacağını anlatmaya İstanbul’a gelir ve Piraye’nin ondan bir erkek bebeğe hamile olduğunu öğrenir. Ne kadar yalvarsa da Piraye’yi yeniden beraberliğe ikna edemez. Piraye bir gün Haşim’in ölüm haberini alır. Piraye bu haberle perişan olur ve Haşim Artukoğlu’nun doğmasını sabırsızlıkla beklemektedir.

Yazar: Nur Seda ÖZÇELİK

Related Articles

Mesir Macunu Baharatları

admin

Enver Paşa’nın Son Günleri Kitap Özeti

Yakup Kadri'nin Ankara Romanının Özeti

admin