Kitap Özetleri

Hz. Peygamber’in Sîretiyle İlgili Mevzû Haberlerin Tarihî Değeri

Şaban ÖZ
1973 yılında Malatya-Doğanyol’da doğdu. 1991’de Doğanyol Lisesi’nden, 1996’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslâm Tarihi Ana Bilim Dalı’nda “Hz. Peygamber’in Sîretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihî Değeri” teziyle yüksek lisansını, 2006 yılında aynı enstitüde “İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı. 2009 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesine yardımcı doçent olarak atandı. 2012 yılında doçent oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Yayınlanan makaleleri yanında basılan eserleri şunlardır:
1. İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, İstanbul 2008.
2. İslâm Tarihi Metodolojisi, İstanbul 2010. (3. bsk.)
3. İslâm Tarihi, Konya 2013. (2. bsk.)
4. Sahabe Sonrası İktidar Mücadelesi -İkinci Fitne Dönemi-, Ankara 2011. (2. bsk.)
5. Siyer’e Giriş, Ankara 2012. (3. bsk.)
6. Şîa ve Tarih, Ankara 2013.
7. Farklı Siyer’i Okumak -Bir Siyer Eleştirisinin Eleştirisi-, Ankara 2014. (2. bsk.)
8. Elçi, (Roman), Konya 2014.
9. Siyer Tasarımı, İstanbul 2015. (2. bsk.)
10. Araştırma Yöntem ve Teknikleri, İstanbul 2015.
11. (İbn Hazm), Halifeler ve Fetihler (çeviri), Ankara 2004.
12. (M. Azmi-İ. Hakkı), Muhtasar İslâm Tarihi, (sadeleştirme), Ankara 2008.

İÇİNDEKİLER
[TAKDİM] 9
ÖNSÖZ 13
Araştırmanın Metodu ve Kaynakları 15
I. BÖLÜM 19
MEVZÛ HABER
A. Mevzû Haberin Tarifi 19
B. Mevzû Haberin Ortaya Çıkışı ve Tarihî Gelişimi 21
1. Hz. Peygamber Dönemi 22
2. Hulefâ-i Râşidîn Dönemi 23
3. Emevîler Dönemi 25
4. Abbâsîler Dönemi 27
C. HABER VAZ’ININ SEBEBLERİ 29
1. Dinî Hamâset Duygusu 29
2. İslâm Düşmanlığı 30
3. Irk ve Kabile Taassubu 31
4. Siyaset, Din ve Mezhep mücadelesi 33
5. Şahsî Menfaat Düşüncesi 35
D. MEVZÛ HABERLERİN BİLİNMESİ 36
1. Hadîsçilerin Metodu 36
a. Sened Tenkidi: 37
b. Metin Tenkidi: 39
2. Tarihçilerin Metodu 40
a. Dış Tenkid (Sened Tenkidi): 44
b. İç Tenkid (Metin Tenkidi): 45
c. Sened ve Metinde Tercih Meselesi 46
II. BÖLÜM 49
HZ. PEYGAMBER’İN SÎRETİYLE İLGİLİ MEVZÛ HABERLER
A. MEKKE DÖNEMİ 49
1. Doğumu 49
2. Göğsünün Yarılması (Şakk-ı Sadr) Hâdisesi 58
3. Ficâr Savaşı’na Katılmama Hâdisesi 65
4. Rahib Bahîrâ ile Görüşmesi 67
5. İnzâr Hâdisesi 79
6. Ebû Tâlib’in Müslümanlığı Meselesi 86
7. Ğarânîk Kıssası 88
B. MEDİNE DÖNEMİ 102
1. Resulullah (sav)’in Hz. Ali’yi Kardeş Edinmesi 102
2. Hayberliler ve Diğer Yahudilerden Cizye’nin Kaldırılması 106
3. Muâviye’nin Vahiy Kâtibliği Meselesi 113
4. Huneyn Gazvesinde Ganimet Taksimi Esnasında Olanlar (Zu’l-Huveysıra Hâdisesi) 115
5. Kırtâs Hâdisesi: 122
C. MUCİZELER 131
III. BÖLÜM 135
MEVZÛ HABERLERİN TARİHÎ DEĞERİ
A. Mevzû Haberlerin Tarihî Değerinin Tesbiti 135
B. Mevzû Haberlerin Tarih İlminin Gelişmesindeki Rolü 139
C. Mevzû Haberlerin Sonraki Dönemler Hakkında Fikir Vermesi 142
1. Dönemin Siyasî Ortamı Hakkında Fikir Vermesi 142
2. Dönemin Sosyal Durumu Hakkında Fikir Vermesi 147
3. Dönemin Din ve Mezhep Ortamı Hakkında Fikir Vermesi 150
D- Mevzû Haberlerin Fikrî Hareketlerin Başlangıcı Hakkında Bilgi Vermesi 155
E-Mevzû Haberlerin Câhiliye Dönemi Hakkında Bilgi Vermesi 157
SONUÇ 159
BİBLİYOGRAFYA 163

KISALTMALAR
Arp. : Arapça
as : Aleyhisselam
AÜİFD : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
b. : İbn, bin
bkz. : Bakınız
cem : Cem’ eden
çev. : Çeviren
h. : Hicrî
haz. : Hazırlayan
hşy. : Hâşiye
Hz. : Hazreti
İA : İslâm Ansiklopedisi
K. : Kitab
krş. : Karşılaştırınız
nşr. : Neşreden
ra : Radıyallahu Anh
sav : Sallallahu Aleyhi Vesselem
şrh. : Şerh
thk. : Tahkik
thrc. : Tahric
tlk. : Ta’lik
tsh. : Tashih
tsn. : Tasnif
tz. : Tarihsiz
Ünv. İ. F. D. : Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
vb. : Ve benzeri

[TAKDİM]
İlim belli bir sürecin belli bir birikimin sonucudur. Bu bilgi birikim sürecinde de ilim tâliplisi, kaçınılmaz olarak hatalar, yanlışlar yapmakta, hatalı görüşler serdetmekte, eksik çıkarımlarda bulunmaktadır. İlim yolculuğu bitmeyen bir uğraş olduğuna göre, yapılan hataları da bu yolculuğun olmazsa olmazları olarak değerlendirmek gerekmektedir. Ancak son dönemlerde değişen ilmî algılar/kabuller, “hocamızizm” olarak isimlendirmeyi tercih ettiğimiz, hatasını kabul etmeyen, kendisine yanılmazlık ve hatta tanrısal bir öz atfeden tuhaf bir ilim erbabı profili ortaya çıkarmıştır. Öyle ki, Kur’ân’da gramer, anlatım ve hatta ihbâr hataları bulan bu “hocamızlar”, söz konusu kendi kitapları olunca “hatadan masûn” “sorgulanamaz” ve “sorgulanması teklif dahi edilemez” kutsal metinler muamelesi yapmakta, yanılıp da hatasını gösterenlere hadlerini hiç de ilmî ve ahlakî olmayan yollarla bildirmektedirler.
1999 yılında tamamladığım yüksek lisans tezimi yayımlamayı düşündüğümde, ya gözden geçirip, tashih edip düzeltilmiş halde ya da hiç dokunmadan olduğu gibi hatalarıyla, yanlışlarıyla, değişen görüşlerimle beraber yayımlamak şeklinde iki tercih hakkım vardı. Ancak hem yukarıda bahsettiğim yanılmaz, sorgulanamaz, eleştirilemez güya ilmî çevreyle benzeşmemek hem de okuyucuya karşı dürüst olmak adına olduğu gibi yayımlatmayı tercih ettim.
Tezin yayımında tashih etmeyi tercih ettiğimiz hususların sadece maddî hatalarla sınırlı olduğunun altını çizmeliyiz. Söz konusu tarihte alana oldukça yabancı biri tarafından bilgisayar yazımı yapıldığından kelime ve isimlerde çok ciddi yazım hataları vardı. Tezin bu haliyle yayımlanması okuyucuyu yoracağından bunları düzeltmek yoluna gittik. Aynı şekilde dipnot ve bibliyografyalardaki müellif veya eser isimlerindeki yazım yanlışlarını da düzelttik. Bununla beraber cümle ve ifade kalıplarına pek dokunmadık. Okumada kolaylık sağlaması açısından ayetlerin italik olarak düzenlenmesi, alıntıların ise farklı bir punto ile kaydedilmesini tercih ettik. Tezin orijinalinde kitap isimleri bold olarak yer alırken yayımda onları italik halde yeniden tashih ettik.
Tezde yer alan hicrî tarihlerin miladî karşılıklarını ise sadece müellifler ekseninde hicrî-miladî olarak kaydettik. Râvilerin vefat tarihlerinin hicrî olarak kaydedildiğini ve pratikte bir karşılıkları olmaması itibariyle mevcut haliyle bıraktığımızı belirtmeliyiz. Bununla beraber müelliflerin vefat tarihlerindeki bazı hataların tashih edildiğini de kaydetmeliyiz. Metinde geçen ayet meallerini de Hüseyin Atay’ın meali (Ankara 1983) esas alınmak üzere yeniden yazmayı tercih ettik. Tezdeki mevcut kısaltmalardan bazılarını da bugün için kullanımları kalmaması itibariyle kaldırdık.
Hatalı olan bilgileri veya değişen görüşlerimizi ise uyarı [!] işaretiyle dipnotta verdik. Dolayısıyla tezimizde yer alan bütün [!] ünlem işaretli dipnotlar bugüne ait değişen veya hatalı olduğunu düşündüğümüz görüşlerimizi ifade etmektedir.
Çalışmanın yayımlanması vesilesiyle tekrar tez danışman hocam Prof. Dr. Sabri Hizmetli’ye, tez savunma jürisinde yer alan Prof. Dr. İrfan Aycan ve Prof. Dr. Kamil Çakın’a, tezin yayımlanması aşamasında teknik destek veren Yard. Doç. Dr. Mahmut Kelpetin ile Dr. Feyza Betül Köse’ye, çalışmanın yayımlanmasını kabul eden Latif Kınataş’ın şahsında Neva Yayınları’na ve tabi ki sevgili eşime tüm kalbimle teşekkür ediyorum.
Şaban Öz
Kahramanmaraş-2016

ÖNSÖZ
Geçmişte ve günümüzde İslâm konusunda genel anlamda yapılmış olunan tenkitlerin çoğunluğunun İslâm Tarihi ile ilgili olduğu açıktır. Müslüman müelliflerin eserlerinde zikretmiş oldukları her şeyi “İslâm” olarak görmeyi adet haline getirmiş olan eleştiri sahiplerinin, kendilerinin ön yargılarını destekleyebilecek nitelikteki her türlü bilgi ve düşünceyi bulabilecekleri rivâyetleri kaynaklarımızda bulmakta güçlük çekmedikleri aşikârdır. Yaptıkları eleştirilerde onların ön yargılarının ve ön kabullerinin büyük rolü olduğu bilinmekteyse de biz Müslümanların da suçu inkâr edilemez bir gerçektir. Müslüman müelliflerin eserlerinde ve din eğitiminin her alanında hurafeler, efsaneler ve israiliyattan mürekkeb olan asılsız haberler inadına savunulurken; tenkidden, eleştiriden söz edenleri “küfr”le itham olunurken; İslâm’ı potansiyel tehlike olarak gören ve önünü kesme gayreti içinde olanları haddinden fazla suçlamanın herhalde Müslümanların sorumluluktan kaçma gayretinden başka bir anlamı olmasa gerek.
Kaynaklarımızda yer alan Resulullah (sav)’in risâletini ve şahsiyetini, olduklarından farklı mecralara çeken haberlerin asılsızlığı ortaya konulmadığı müddetçe ne yapılan saldırıların önüne geçmek ne de İslâm âlemindeki düşünsel bazdaki ve bunun yansıması olarak da, pratik hayattaki kargaşanın önüne geçmek mümkündür.
Şayet Hz. Peygamber’i gelecek nesillere, hurafelerle dolu bir hayat sahibi ve beşer üstü bir varlık şeklinde tanıtarak, usvetun hasenetun; Kur’ân’ı da şeytanın müdahalesine açık hidâyet rehberi olarak göstermek istemiyorsak, kaynaklarımızın ciddi bir şekilde tenkid süzgecinden geçirilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde Hz. Peygamber (sav) doğru algılanabilir ve nübüvvetinin değeri vurgulanabilir, yoksa gelenek adına kaynaklara kudsiyet atfetmekle ya da modernizm adına eldeki yegâne kaynakları körü körüne reddetmekle değil.
Bu konuda hiç şüphesiz en büyük görev İslâm tarihçilerine düşmektedir. Tarihçiler, yapacakları tenkid çalışmaları ile Hz. Peygamber’in sîretini, hurafelerden, mezhepçilik propaganda sahası olarak kullanılmaktan ve ehl-i kitap kültüründen arındırarak, diğer disiplinlere, doğru bilgi aktarımını gerçekleştirebilirler. İslâm tarihçileri bunu yaparken aynı zamanda kendi çalışma alanları ile ilgili yeni bir takım materyallere kavuşmuş olacaklardır. Biz bu çalışmamızla belirtilen eleştirel yaklaşım doğrultusunda Resulullah’ın doğru tanınması yönünde küçücük bir adım attığımızı umuyoruz. Ve şayet bu adım atılmışsa bunun başarısı bize değil, daha önce yapmış oldukları araştırmalarla bu yolu açanlara aittir.
Böyle bir çalışmanın danışmanlığını kabul etme lütfunda bulunan, teşvik, yardım ve hoşgörülerini esirgemeyen değerli hocam, Prof. Dr. Sabri HİZMETLİ’ye ve kıymetli görüşlerinden istifade etmiş olduğum Doç. Dr. Mehmet ÖZDEMİR’e teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Şaban ÖZ
Ankara 1999

Araştırmanın Metodu ve Kaynakları
Tezimiz üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde mevzû haber’in tanımı, tarihî gelişimi ve hadîsçiler ile tarihçilerin tenkid metodları incelenmiştir. İkinci bölümde, Hz. Peygamber’in sîretiyle ilgili olarak anlatılan mevzû haberlerin incelenmesi, üçüncü bölümde de söz konusu mevzû haberlerin tarihî değeri üzerinde durulmuştur.
Hz. Peygamber’in sîretiyle ilgili mevzû haberler hakkında sağlıklı bir neticeye varabilmek için ilk kaynaklarda tespit edebildiğimiz bütün sened ve metinleri, kaynakların kronolojik sırasına göre vermeye çalıştık. Esas olarak İslâm Tarihi’nin kaynaklarını ele almakla birlikte bazı konularda da hadîs literatürünün kaynaklarındaki metinlerden istifade yoluna gittik. Bir kaynakta, konu ile ilgili birden fazla nakil mevcutsa, bunları da eserdeki sırayı gözeterek inceledik. Aynı metin diğer kaynaklarda da mevcut ise, bunları yine senedleri ile birlikte dipnotta ayrıca belirttik.
Sened incelemesini her haberin sonunda yaparken, tekrara düşmemek için metin incelemesini, konu ile ilgili bütün rivâyetleri verdikten sonra yaptık. Sadece mucizeler konusunda, kaynaklarımızdaki bütün mucize haberlerini tek tek ele alıp inceleme imkânına sahip olmadığımız için genel bir değerlendirme yapmakla iktifa ettik. Sened incelemesinde, sika olmayıp cerh edilmiş olan râvilerin durumları ele alınmıştır. Râvî birden fazla haber nakletmişse her seferinde râvinin durumunu belirtmek yerine ilk geçtiği yere atfetmekle yetindik. Ancak bazı durumlarda, önemine binaen, aynı râvinin durumunu vermekten kaçınmadık. Tecrih lafızlarından “münkeru’l-hadîs, leyse bişey, fîhi nazar, leyyin” vb ifadeleri olduğu gibi vermeyi uygun bulduk. Çünkü her ne kadar bu tabirler için Türkçe karşılıklar bulunmaya çalışılmış ise de bunların söz konusu ifadelerle anlatılmak isteneni tam olarak karşıladığını söylemek güçtür. Rivâyet senedinde sadece lakabı veya tek bir ismi yer alan râvilerin tam isimlerini tespit edebildiğimiz kadarıyla ayrıca gösterdik. Dipnotta ise râvî hakkında bilgilerin yer aldığı kaynaklar ve sayfa numaraları başvuruda kolaylık olması açısından topluca verilmiştir.
Haberlerin metinlerini kaynaklarda olduğu şekliyle vermeyi, metin durumunu göstermesi açısından tercih ettik. Metinler arasındaki benzer noktalar parantez içerisinde ve benzer olduğu metni belirtmek suretiyle tekrardan kaçınmaya çalıştık. Metin incelemesinde kendi tespitlerimizin yanında o konudaki eski ve yeni müelliflerin görüşlerine de yer verdik.
Araştırmamızda dipnotlarla ilgili uyguladığımız bir takım yöntemlere de işaret etmek isteriz; kolaylık olması bakımından müelliflerin ilk isimlerinin başındaki harf-i tarifler kaldırılmıştır. Kaynakların tanıtımında belirtilen eserler herhangi bir kısaltmaya gidilmeden tam olarak verilmiştir. Tezimizde bir müellifin tek eseri kullanılmışsa ilk geçtiği yerde eserin tam adı verilmiş, daha sonraki atıflarda sadece müellifin ismiyle yetinilmiştir. Ancak sık sık bibliyografyaya başvurma durumunu ortadan kaldırmak için bazen eseri de kısaltma ismiyle birlikte vermeyi uygun gördük. Değişik eserlerini kullandığımız bir müellifin eserlerini, kısaltılmış isimleriyle birlikte verdik.
Kullandığımız kaynaklar konusuna gelince; tezimizin konusu gereği İslâm tarihi ile ilgili, İbn İshâk (151/768), Vâkıdî (207/822), İbn Hişâm (213/828), İbn Sa’d (230/844), Ya’kûbî (292/905) ve Taberî (310/922)’nin eserlerinin yanında İbn Hıbbân (344/965), İbn Abdilber (463/1071), Zehebî (748/1347), İbn Kesîr (774/1372), Halebî (1044/1634)’nin eserlerinden ve Ebû Nuaym (430/1038)’ın ed-Delail’inden azâmi ölçüde istifade ettik. Hadîs kaynaklarından ise, Evzâî (107/774), Dârimî (295/869), Buhârî (256/870), Müslim (261/874), İbn Mâce (275/888), Ebû Dâvud (275/888) ve Tirmizî (279/892)’nin eserlerinin yanında İbn Hacer (852/1448), Aliyyu’l-Muttakî (975/1567), Aliyyu’l-Kârî (1014/1605)’nin eserlerinden de yararlandık.
Tabakât ve Ricâl kitablarından, İbn Sa’d (230/844)’ın Tabakâtu’l-Kübrâ’sı, İbn Hıbbân (354/965)’ın Kitâbu’l-Mecrûhîn’i, Zehebî (748/1347)’nin Mizânu’l-İ’tidâl ve Kitâbu Tezkireti’l-Huffâz’ı, İbn Hacer (852/1448)’in Tehzîbu’t-Tehzîb’i en çok başvurduğumuz eserlerdir.
Burada tek tek zikretmemekle birlikte tezimizin konuları muvâcehesinde, hadîs ve usûlü, İslâm Tarihi usûlü, tabakât, ricâl, tefsir ve mezhepler tarihi alanlarında yazılmış eski ve yeni eserlerden, inceleme ve araştırmalardan da istifade ettiğimizi belirtmek isteriz.

Related Articles

Afganistan Atasözleri

admin

Abadi Nedir, Abadi Ne Demek

admin

Aydınlatmada Kullanılan Araçlar

admin