Roman özetleri

Bahar Tanrıçası Kitap Özeti

BÜTÜN KADINLAR!: İÇİNİZDEKİ TANRIÇAYI KUCAKLAMANIN ZAMANI GELDİ!

Her şey Lina’nın çaresiz bir anında sihirli bir yemek kitabına rastlamasıyla başlar. Kızıyla başı dertte olan bir tanrıça, soğukluğuyla ve kabalığıyla ün salmış, ama aslında aşka susamış bir tanrı ve dünyasına baharı getirerek sorunlarını çözecek olan genç bir tanrıçayla tanışmasıyla hayatı baştan aşağı değişir.

Ruhunu Bahar Tanrıçası Persephone’ninkiyle değiştirmesi teklif edilen Lina, huzursuz ruhlarla çalkalanan Ölüler Diyarı’nı düzene sokabilecek midir?

Peki ya, büyüleyici güzellikteki Persephone’nin bedenine hapsolan ruhu, yakışıklı esmer Hades’e kapıldığında bu karmaşanın içinden çıkabilecek midir?

Tanrıça Serisi’nde P.C. Cast antik mitoloji ve efsaneleri, onlara seksi, modern bir yön vererek günümüz dünyasına uyarlıyor.

Romansla birlikte servis edilmiş fanteziye doyamayan okurlar için gerçek bir ziyafet. Mitoloji hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı!”
-Romance Reviews Today

“Büyüleyici… Sevimli.”
-The Romance Readers Connection

“Her zamanki gibi, mizah ve ateşli seks bir arada.”
-Affaire de Coeur

Giriş

Kızınız sevimli orman perilerinin arasında bile parlıyordu.Leydim,” dedi Eirene. Konuşurken yüzüme bakmıyordu. Onun yerine gururlu, anaç bir şekilde Persephone’ye gülümserken, sözleri karşısında dudaklarımın gerilerek ince bir çizgi hâline geldiğini fark etmemişti.

“O bir ilkbahar kişiliği ve perilerin güzelliği bile onun pırıltısıyla yarışamaz.”

Sözlerimin sesiyle, Eirene’nin keskin bakışları aniden yüzüme çevrildi. Sadık bakıcım, beni ses tonumdan anlayacak kadar uzun süredir tanıyordu.

“Çocuk seni rahatsız mı ediyor. Demeter?” diye sordu nazikçe.

“Nasıl etmesin!” diye terslendim.

Eirene’nin suskunluğu, kırgınlığını ele verdi. Sessiz bir özür olarak eğilip koluna dokunabilmek için altın asamı sağ elimden sol elime geçirdim. Her an bana hizmet edebilmek için her zamanki gibi tahtımın yarımda duruyordu. Ama tabii ki benim için sıradan bir bakıcı veya hizmetçiden çok daha fazlasıydı. Benim sırdaşım ve en sadık danışmanlarımdan biriydi. Aslında saygı görmeyi hak ediyordu ve ona karşı kullandığım sert ses tonu aklımın ne kadar karışık olduğunu gösteriyordu.

Farklı ve gri renkli gözleri ona dokunmamla beraber anlayışla yumuşadı.

“Şarap ister misiniz, ulu Tanrıçam?” diye sordu.

“ikimize de,” derken gülümsemedim; tarzım değil. Ama beni ve ruh hâllerimi o kadar iyi anlıyordu ki, aramızda çoğunlukla sadece bir bakış veya söze ihtiyaç duyuluyordu.

Eirene şarap almaya gittiğinde kızımı inceledim. Nysaian çayırlığı, mevsimsiz sıcaklıkta bir öğleden sonrasını geçirmek için harika bir seçimdi. Persephone ve orman perisi arkadaşları etrafımızdaki güzelliği tamamlıyordu. Hoş bir gün olsa da, çayırlığı çevreleyen ağaçlar yazlık giysilerini dökmeye başlamıştı. Eski bir meşe ağacının altında, düşmekte olan parlak renkli yaprakları yakalamak için zarafetle dönüp duran Persephone’yi seyrettim. Periler, hiç durmadan akan turuncu, kahve ve kızıl renkli yaprak şelalesini sürdürebilmek için ağacın dallarında dans ederek genç Tanrıça’ya yardım ediyorlardı.

Her zamanki gibi Eirene haklıydı. Ağaçlıkların o rinan perileri ince ve zarifti. Her biri nefesalan bir başyapıttı, ölümlülerin onları neden dayanılmaz bulduğu ortadaydı. Ama Persephone’yle kıyaslandığında güzellikleri sıradan kalıyordu. Onun varlığında sıradan birer hizmetçiye dönüşüyorlardı.

Kızımın saçları, sarışın olduğum için beni her zaman büyüleyen, koyu maun rengi bir ışıltıyla parlıyordu. Benim buğday renkli buklelerim gibi kıvrılmıyordu da. Tam tersine, kalın, parlak dalgalar hâlinde belindeki yumuşak kıvrıma ulaşıyordu.

Bakışlarımı hissetmiş olacak ki, suluboya renkli bir yaprak daha yakalamadan önce neşeyle bana el salladı. Kusursuz bir kalp şeklindeki yüzünü bana doğru eğdi. Menekşe renkli iri gözleri, kavisli kaşlar ve kalın, simsiyah kirpiklerle çevrelenmişti. Vücudu esnekti. Dudaklarımın aşağıya doğru kıvrıldığını hissettim.

“Şarabınız, Leydim.” Eirene güneş ışığı rengindeki soğutulmuş şarapla dolu altın kadehi bana uzattı. Şarabımı düşünceli bir şekilde yudumlarken, Eirene’den sır çıkmayacağını bildiğim için yüksek sesle düşündüm. “Persephone tabii ki hoş ve kıvrak. Neden öyle olmasın ki? Zamanının tümünü perilerle oynayıp, çiçek toplayarak geçiriyor.”

“Ayrıca harika ziyafetler yaratıyor”

Burnumla bir tanrıçaya hiç do Yakışmayacak bir ses çıkardım. “Mutfakta harikalar yaratıp, ziyafetlerde saatler boyu,” elimi orman perilerine doğru salla varak, “yarıtanrılarla zaman geçirdiğinin farkındayım.”

Eirene, “Çok seviliyor,” diye sabırla hatırlattı.

“Aklı havada,”‘ diyerek karşı geldim.

Kalabalıktan yükselerek, zihnimde ısrarla yankılanan yeni bir çınlamayla aniden gözlerimi kapatıp büzüldüm. Kırların ve Meyvelerin ve Çiçeklerin sevgili, kasvetli Tanrıçası, güçlü ve adil; Karanlık Âlem’de, bir tanrıçanın tesellisinden yoksun, huzursuzca dolaşan anamızın ruhuna yardım et, lütfen…

“İyi misin, Demeter?” Eirene’nin ilgisi, sesin rüzgârla uçuşan toz zerresi gibi dağılmasını sağlayarak, yakarışı delip geçti.

Gözlerimi açtığımda bakışlarıyla karşılaştım. “Hiç bitmez hâle geldi.” Konuşurken bile zihnimde daha farklı sesler dolaşıyordu. Ey Demeter, sana söylüyoruz, ölümden sonraki hayata geçen kız kardeşimiz bir tanrıçanın tesellisine kavuşmalı… ve … Ey, hasat ile hayat veren merhametli Tanrıça, ölüler Diyarı’nın Kapıları’ndan geçen ve orada ebediyen bir tanrıçanın huzuru olmaksızın yaşayacak olan sevgili karım için merhametini diliyorum…

Büyük bir çabayla, zihnimde kaynaşıp duran izdihamı engelledim

“Hades hakkında bir şeyler yapılmalı.” Sesim taş gibi sertti. “Ölümlüleri anlıyorum. İstekleri uygundur, ölüler Diyarı’nda tanrıça olmadığı bir gerçek.” Yerimden fırlayarak, kızgınlıkla ileri geri yürümeye başladım. “Ama ne yapabilirim? Verimli Tarlaların Tanrıçası, âlemini bırakıp Ölüler Diyarı’na inemez.”

“Ama ölülerin bir tanrıçanın dokunuşuna gerçekten ihtiyacı var,” diyerek onayladı Eirene.

“Bir tanrıçanın dokunuşundan çok daha fazlasına ihtiyaçları var. Işığa ve ilgiye ve… ” Sözlerim Persephone’nin tüm çayırlığı dolduran parlak kahkasının sesiyle söndü. “İlkbaharın nefesine ihtiyaçları var.”…

Bir önceki yazımız olan Sil Baştan Kitap Özeti başlıklı makalemizde Ken Grimwood kitapları, Ken Grimwood romanları ve Ken Grimwood Sil Baştan kısa özeti hakkında bilgiler verilmektedir.

Read more http://www.kitapozeti.org/bahar-tanricasi-kitap-ozeti-4.html

Related Articles

Ömer’in Çocukluğu

Oliver Twist kitap özeti – Charles Dickens

Yüzbaşının Kızı Özet

admin