Yazar : Prof. Dr. Günay TÜMER, Prof. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK
Yayınevi : Ocak Yayınları
Baskı : İstanbul / 1993 / 472 shf.
DÎN
Lügat Anlamı: Cezâ, mükâfat, ibâret, âdet, hâl, vb. hüküm, hesap, itâat, boyun eğme, şerîat, kânun, yol, mezhep, millet
Dîn’in Târifi: Dîn, kuralları Yüce Allah tarafından konulan, peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen, akıl sâhibi insanları kendi istekleri ile hayırlı olan şeylere sevk ederek dünyâ ve âhirette mutluluğa ulaştıran ilâhî bir kânundur.
Gerçek Dîn şu Özellikleri Taşır:
l. Allah tarafından ortaya konmuş olmak.
2. Bir peygamber aracılığı ile bildirilmiş olmak.
3. Akıl sâhibi insanların kendi hür irâdeleri ile seçilmek.
4. İnsanları hayırlı işlere sevk etmek.
5. İlâhî bir kânun olmak.
Dinler Târihi; dînleri yer ve zaman göstererek inceler. Dîn bilimi, geçmişte de, günümüzde de dinsiz topluma rastlamamıştır.
Kutsal kitaplar dînin kaynağını ilk insana ve dolayısıyla onu yaratan Allah’a bağlamaktadır. İlkel kabîlelerde dahi insanların ahlâkî âdâba uyup-uymadığını denetleyen ve gökte bulunan bir Tanrı kavramına inandıkları görülmüştür.
Darvin insanın maymundan geldiğini açıkça ,söylememiş, akıllı hayvan olduğunu ileri sürmüştür. Evrimin ana gâyesi, bir yaratıcıya ihtiyaç duymaksızın, kâinâtın varlığını açıklayabilmektir.
İslâm’a göre dînin kaynağı vahiy ve nübüvvettir. Mâtürîdî’ye göre insan vahiy ve nübüvvet olmasa bile, insanların akıllarıyla Allah’ın varlığını bulabilir.
İslâm’a göre ilk dîn "Tevhîd Dîni"dir ve kurucusu Yüce Allah’dır.
İLKEL KABÎLE DİNLERİ
Özellikleri:
l.Bir kabîleye mahsûsdur.
2.Bu dînler mahallî özellik taşırlar.
3.Kutsal kitapları yoktur.
4.Genellikle bir Yüce Tanrı inanışı göze çarpar.
5.Büyü ve büyücüye çok ilgi gösterirler.
MİLLÎ DİNLER
A.Konfiçyüsçülük (Konfüçyanizm):
Çin’deki üç dînden biridir. Bir Çin atasözü: "Her şeyin kökü göklerdedir. İnsanın kökü ise atalarındadır" şeklindedir. M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşamış Konfiçyüs, kendini ilme vermiştir. Eski Çin kültürünü canlandırmaya çalışmıştır. Dînî meseleler üzerinde fazla konuşmamıştır. Onun ana gâyesi, ülkenin karışık olan siyâsî düzenini düzeltmekti.
Konfiçyanizmin Bâzı Temel Özellikleri:
l.Atalara hürmet, erdemlerin en büyüğüdür.
2.Tien adı verilen yüce varlık, tabiat düzeninin idârecisidir.
3.Kapalı yapılan günahların cezâsız kalmayacağı, âhiret inancı.
4.Tanrı, huzûru sağlamak için öğretmenler göndermiştir. Tanrı her şeyi görür ve bilir.
5.Dünyâda beş şeyi, her şeye uygulayabilmek yeteneğine
"Mükemmel erdem" denir. Bunlar "Ağırbaşlılık, cömertlik, samîmiyet, doğruluk ve nezâket"dir.
6.Üstün insanlar doğruluğu, alçak insanlar ise menfaatlerini düşünürler.
B.Taoizm:
Bu dîn, "Tao" kavramı üzerinde durmuştur. Büyücüleri, râhipleri, râhibeleri ve dînî şefleri vardır. İlkbahar bayramında ateş yakılır. Taoist râhipler yarı çıplak durumda, ateşe pirinç ve tuz atıp` koşarak üzerinden geçerler. Taoizmin kurucusu, Lao Tse’dir. M.Ö. 604 veyâ 570 yılları arası.
Taoizm’in Prensipleri:
Tao, âlemden önceki yaratıcı prensiptir. O, görülemez, işitilemez ve kavranamaz. O, ezelî. ve ebedîdir. Kendiliişinden vardır. Her yerde hâzır ve nâzırdır. Bütün varlıkları Tao meydana getirir. Tao kendini yormaz ve aslâ heyecanlanmaz. Taoizm’deki esas; kötülüğe karış iyilikle mukâbele etmektir. Ölüm sonrası hayat hakkında açıklık yoktur.
C.Şintoizm:
"Şinto" "Tanrılar Yolu" demektir. Japonya’da görülür. Şintoizm’de rûh ve tanrıyı, kutsal, acayip, sırlı, korkulan, güçlü gibi varlıkları ifâde için Rami kelimesi kullanılır. Rûhun ölümden sonra da yaşadığına inanılır. Ölen herkes Rami olur. Ancak her kami, Tanrı olmayabilir. 8 Milyon Tanrı olduğuna inanılır. En büyüğü Güneş tanrıçasıdır. Şintoizm, bilinen anlamda put kullanmaz. Tanrılara, tapınaklarda, sembollerden nesneler vâsıtasıyla tapılır. İbâdet, duâ ve kurbanlardan ibarettir. Kamilere tapınma, duâ okumak, pirinç ve pirinç şarabı sunmakla yapılır.
ESKİ TÜRK İNANÇLARI:
Türkler, Budizm, Hıristiyanlık, Yahûdîlik gibi dinlerin, örf ve âdetlerine ters buldukları için, devamlı olarak içlerine girmemişlerdir. Türklerin İslâmiyet’i kabûldeki en önemli noktası, onların daha önce tek tanrılı inanışı devâm ettirmesidir. Kaynaklarda Türk boylarının hemen hepsinde tek Tanrı (Gök Tanrı) inanışının olduğunu göstermektedir. Gök Tanrı, hayat veren, yaratan, cezâlandıran, yol gösteren millî bir tanrı kabûl edilmiştir.
Eski Türkler, Öbür dünyâda ikinci bir hayâtın varlığına, burada iyilik ve kötülüğün karşılığının verileceğine inanıyorlardı. Ahlâk anlayışı, özde-sözde ve davranışlarda doğruluktu. Yalan yere yemin etmek, başkalarını aldatmak, yermek hoş görülmezdi.
HİNDUİZM
Hint dinlerinin en yaygını Hinduizmdir. M.Ö. 1500’lü yıllarda ortaya çıktığı sanılmaktadır. Hinduizmin tanrı anlayışında çeşitlilik göze çarpar. Çok tanrıcılık; yaratıcı Brahma, koruyucu Vişnu ve yokedici Şiva’dan oluşan bir üçleme vardır. Hinduizmde hulûl (Tanrı’nın insan Şekline girmesi); tenâsüh (rûhun bir bedenden ötekine geçmesi) gibi inançlar bulunur.
Hinduizmin en belirgin özelliği, insanlar arasında bir sınıf farkının gözetilmesidir. Din adamı ve bilginler en üst sınıfı oluştururlar. Hinduizmde İnek ve Gana Nehri, kutsal kabûl edilen varlıklardandır. İnek, yer, gök ve hava âleminin anası kabûl edilir. İnekler yola yatarlarsa, yol ona göre düzenlenir. Onlar kesilmezler.
1981’de Müslümanlar Hindistan’da dört kutsal ineği kestikleri için büyük olaylar çıkmıştır. Müslüman mahalleleri ateşe verilmiştir. İbâdet sembolü Om’dur. İbâdet her yerde yapılabilir. İbâdet ferdîdir. Hint’li , sabah Şafaktan önce kalkar, evde veyâ nehir kıyısında yapabileceği sabah ibâdetine hazırlanır. Tanrı’sının adını zikreder ve yıkanır.
Hindistan’da bitkilerle beslenenlerin vejetaryenlerin) sayısı 1/4’dür. Domuz eti yemezler. Tapınaksız köy yoktur. Yüzyıl öncesine kadar kadın, ölen kocasıyla birlikte yakılırken, Şimdi bu âdet kaldırılmıştır.
CAYİNİZM
Hindistan’daki dinlerdendir. Kökü M.Ö. VIII. yüzyıla dayanır. Brahmanizm’deki şiddetli sınıf ayrılıklarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu dîne inananlar genellikle sebze ve meyve yerler. Öldürme, yalan, hırsızlık, Şehvete ve dünyâ nimetlerine düşkünlük kötülenir. Tanrı anlayışı yoktur.
SİHİZM
Hindistan’daki bazı gelişmeler sonucu XVI. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İslâm ve Hinduizm karışımı bir harekettir. Kurucusu Nanak’tır. Günümüzde 6-7 milyon civârında mensûbu vardır. Dünyânın çeşitli yerlerinde de mensupları vardır. Sihizm, Tanrı’nın birliği, ibâdette adının çokça tekrâr edilmesi, değişik kastlardaki (sınıflardaki) insanların eşitliği, putlara tapınmanın kötülüğü, kardeşçe sevginin önemi, ölenin rûhunun ameline göre yeni bir bedende dünyâya geleceği gibi bâzı prensiplere dayanır. Ölüleri yakma âdetleri vardır. Sih’ler sigara ve içki içmezler, eğitime önem verirler. çocuklarını, çocukluk çağından itibaren sıkıntılı, yorucu bir hayâta alıştırırlar.
ZERDÜŞTLÜK
Zerdüştîlik, İran dinleri içerisinde tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından en dikkat çekicisidir. Zerdüşt’ün ölümünden sonra insanlar onun karşı çıktığı Mitra ve Anahita gibi tanrılara tapınmaya başlamışlardır. Zerdüşt, eski İran’a tevhîd inancını getirmiştir. Zerdüşt, İslâm kaynaklarında Hürmüz olarak anılır. Ahlâkî prensipler üç maddede özetlenebilir:
l.İyi düşünce, 2.İyi söz, 3. İyi iş.
Bugün Hindistan’da sayıları bir kaç yüz bin kadardır.
BUDİZM:
Budizm’in kurucusu Budha (Buda), Gotama adında bir prenstir. Gotama, Nepal’in güneyinde, ufak bir kasabada mîlâttan önce 560 yılında dünyâya gelmiştir. Babası bir kasabanın prensiydi.
Budizm, varlığın sırlarını çözmeye çalışan, hayâtın acı ve zevklerinden el çekerek, kâmil ve olgun insan olmak yollarını araştıran bir ahlâk felsefesi güder. Budizm, VII. yüzyılda, İslâmiyet’in etkisi ile Hindistan’da sâdece Himalaya Dağı’nın eteklerinde kalırken, Sri Lanka, Siyam, Kamboçya, Çin Hindi ve Tibet’de varlığını sürdürdü. Dört temel gerçek, Buda’nın kurtuluş reçetesinin özünü oluşturmaktadır:
l.İnsan varlığının mâhiyeti, acı, ızdırap, kötülük ve doyumsuzluklarla doludur.
2.Bu acı ve ızdırâbın sebebi, arzu ve ihtiraslardır.
3.Onların yok edilmesi insanlığın asıl amacı olmalıdır.
4.İnsan, kalbinde yaşamaya olan susamayı yok ederek, vâr olmaktan, dolayısıyla acı çekmekten kurtulabilir. Bencilliği ile berâber, bireysel varlığı da kaybolur ve Nirvana’ya ulaşır. Buna göre Nirvana, bireysel varlığın yok oluşu ve bunun ayrılmaz parçası olan acı ve ızdırâbın dinmesidir. Nirvana’ya götüren yol sekiz kola ayrılmaktadır:
İnanç, İrâde, Söz, Fiil, Geçim Vâsıtaları, Çalışmak, Hâfıza ve Düşünce’dir.
Budizm’de Yasaklananlar: Öldürmek, Çalmak, Zinâ, Yalan, Sarhoşluk Veren şeyler.
Budizm’de Emredilenler:
l.Acılara tevekkülle katlanmak
2.Yaşayanların acılarını dindirmek
3.Hayır yapmak
4.Merhametli olmak.
Buda’nın "Yaratıcı Tanrı" hakkında ne söylediği açık değildir. Âhiret konusunda kutsal metinlerin ortaya koyduğu net bir görüşü yoktur.
Buda, dînini tamamlayamadığını ve kendisinden 1000 yıl kadar sonra gelecek olan Metteyya (Maitreya) ile tamamlayacağını ifâde etmiştir.
İLÂHÎ DÎNLER:
İlâhî Dîn:Allah tarafından, peygamberler vâsıtasıyla insanlık âlemine gönderilen, vahiy mahsûlü olan dînlere denir.
YAHÛDÎLİK
Yahûdîlik, yaşayan ilâhî kaynaklı dînlerden en eskisi, fakat mensûbu en az olanıdır. Bugün yeryüzünde 15-20 milyon civârında Yahûdî vardır. Bunların dört buçuk milyonu İsrâil’de, 6 milyonu ise Yahûdî nüfûsunun en yoğun oludğu, A.B.D.’de yaşamaktadır. Yahûdîlik, Bâbil Sürgünü’nden sonra millî bir dîn hâline getirilmiştir. Aslında bugünkü Yahûdîlik’in bir dîn mi, yoksa bir millet mi olduğu pek açık değildir. Yahûdîliğin Kutsal Kitâbı Tevrât’ın Balam Hikâyesi’nde şöyle bir târif geçmektedir:
"İşte, ayrıca oturan bir kavimdir ve milletler arası sayılmayacaktır:.
Yahûdîliğin sembolü, Yedi kollu şamdan ve Altı köşeli Yıldız’dır.
Yahûdî:İshâk oğlu Ya’kûb’un on iki oğlu vardı. Dördüncü oğlunun adı Yuda veyâ Yahuda idi. Dolayısıyla onun adına izâfeten İsrâîloğulları’na Yahûdî denilmiştir.
a-Tevrât’a Göre Yahûdîlik:
b-Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Yahûdîlik:
Hz.Mûsâ ve On Emir:
l.Seni Mısır diyârından, esirlik evinden çıkaran Allah, Ben’im.
2.Benden başka tanrın olmayacak.
3.Allah’ın adını boş yere ağzına almayacaksın.
4.Cumartesi’yi kutsal kılacaksın.
5.Anne ve babana hürmet edeceksin.
6.Öldürmeyeceksin.
7.Zinâ yapmayacaksın.
8.Çalmayacaksın.
9.Yalan yere şâhidlik yapmayacaksın.
lO.Hiçkimsenin evine-barkına göz dikmeyeceksin.
Tevrât:Yahûdîlerin kutsal kitap külliyâtı: Tanah ve Talmut şeklinde ikiye ayrılır.
Tanah üç böyümden oluşur: Tora, Neviim ve Retuvim.
Kur’ân-ı Kerîm’e göre Tevrât::Tevrât kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de 18 yerde geçer. Fakat Yahûdî’lerin Tevrât’ın hükümlerini ve verdiği bilgileri gizlediklerini, değiştirdiklerini, bile bile hasîs menfaatleri uğruna bu yola gittiklerini bildirir. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm, Tevrât’ın aslını (hiç bozulmamış şeklini) kabûl eder.
Talmut:Talmut, öğrenim mânâsına gelir. Yazılı olmayan ikinci Metine denir. Daha sonra yazılı hâle getirilmiştir. Talmut, Yahûdî’ler indinde Tevrât kadar önemlidir. Onun da ilhâm ve vahiy kaynağı olduğu kabûl edilir. Talmut iki bölüme ayrılır: Mişna ve Gemara. Mişna, ahlâkî kuralların açıklanmasıdır. Gemora da, Mişna’nın açıklanmasıdır.
Yahûdî Kutsal Kitâbında Tahrîf Belirtileri
En eski nüshalar M.S. VII ve X. yüzyıla âittir. Tevrât tek nüshaydı, ezberleme yeteneği yoktu, çoğaltılmamıştı. Bugün Yahûdî’lere âit İbrânîce Hristiyan’lara âit Yunanca ve Sâmirî’lere âit Sâmirî dilinde metinler birbirini tutmamaktadır. Misâl:
l.Hz.Mûsâ’ya nisbet edilen Tevrât’ın son bölümünde onun ölümü ve gömülmesi anlatılır.
2.Hz.Lût’u kızlarının şarap içirerek sarhoş etmeleri ve onunla zinâ etmeleri yeralır.
Çağdaş Yahûdî Mezhepleri
Yahûdî’ler, Yâhûdîliği değişen şartlara uydurmuşlardır:
a.Ortodoks Yahûdîlik:Diğer mezheblerin ayrılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu mezhep, Ferisilik’le başlayan ve Rabbânî Yahûdîlik’le gelişen ana akımın günümüzdeki yansımasıdır. Ortodoks inançta, Yahûdî’lerin Tevrât’ın kânunlarına uymadıkları için sürgüne gönderildikleri yer alır.
b.Reformist Yahûdîlik:XIX. yüzyılın başlarında Alman Yahûdî’leri arasında çıkmıştır. Amerika Yahûdîleri arasında meşhurdur. Bugün Reformist Yahûdîlik, lâikleşmiş Yahûdîlik şeklini almış durumdadır.
c.Muhâfazakâr Yahûdîlik:Reformist Yahûdîlik’e tepki olarak doğmuştur. Yapı itibârıyla Ortodoks Yahûdîlik’in Amerikan versiyonudur. en belirgin özelliği, Siyonist olmasıdır.
d.Yeniden Yapılaşmacı Yahûdîlik.1983’de 102 yaşında ölen bir Amerikan Yahûdî’si olan, Kaplan isimli bir şahıs kurmuştur. Kaplan, Yahûdîliği, Yahûdî halkının kültür değeri olarak görür. Ölümden sonra dirilmeyi, âhireti reddeder. Mesîhçilik’i kabûl etmez.
Yahûdîlikte İnanç Esasları:
a. Yahûdîliğin İnanç Esasları:
Tevrât’da iki yerde geçen On Emir’de, inanç konularından sâdece Allah’a îmân meselesi üzerinde durulur. Diğer îman esasları açık değildir:
Yahûdîliğin İnanç Esasları:
Ayrıca Yahûdî’ler Tanrı’nın kendilerini seçtiğine ve Hz.Mûsâ’nın şahsında onlarla ahitleştiğine inanırlar. Allah’ı Millî Tanrı olarak görürler. Allah’a yorulmak ve dinlenmek gibi sıfatlar verirler. Mûsevî’likde âhiret inancı kapalı olup, melek ve kader inancı da çoğunlukla kabûl edilir.
b. Yahûdîlikte İbâdet şekilleri:
Yahûdî’ler ibâdetlerini Sinagog adı verilen mabetlerinde yaparlar. Günde üç vakit ibâdet yapılır. En önemli ibâdetleri Tevrât levhalarını okumaktır. Erkekler kipa ile başlarını örterler. Cenâzeler yıkanıp, kefene sarılır ve toprağa gömülür. Erkek çocuklar, doğumdan sekiz gün sonra sünnet edilir. İbâdet günleri Cumartesi’dir. Domuz, tek tırnaklı, vahşî ve kanları akmamış hayvanları, midye, istiridye gibi kabuklu deniz hayvanlarını yemek yasaktır.