ETKİLİ ANA BABA EĞİTİMİ
Yazar: Dr. Thomas GORDON
1. ANA-BABALAR SUÇLANIR AMA EĞİTİLMEZ
En zor meslek olduğu halde hiçbir eğitime tabi tutulmayan ana babaların bu kitapta yalnızca yöntem ve becerileri öğrenmekle kalmayacağı aynı zamanda onları ne zaman ve hangi amaçla kullanacakları da anlatılıyor.
E.A.E.nin başanlı olması anne ve baba tarafından birlikte tatbik edilmesiyle mümkündür.
Ana baba kabaca üç gruba ayrılabilirler;Birinci gruptakiler her zaman haklı olduklarını ve güç ve otoriteleriyle çocuğu kurallara uymaya zorlayanlar; gerekirse ceza vermekle korkutan ve ceza verenler; ikinci gruptakiler çocuklarına fazla özgürlük tanıyan ve çocuğun gereksinimlerinin yerine getirilmemesinin zararlı olduğuna inananlar; üçüncü gruptakiler ise bocalayanlar.
Bugünün ana babaları çocuk yetiştirmede ben kazanayım sen kaybet veya sen kazan ben kaybedeyim metodundan başkasını bilmezler E.A. E. programının yöntemi ise "Kaybeden yok"diye adlandırılıyor.
2. ANA-BABALAR TANRI DEĞİL İNSANDIR
*Etkili bir ana baba olmak için tutarlı olma0k zorunda değilsiniz. Ana babaların tutarsız olması kaçınılmazdır. Tutarlı olmaya çalışırlarsa gerçekçi olamazlar.
*Eğer çocuğun davranışını kabul edemiyorsanız, ediyor gibi davranmamalısınız. İçinizden sevgi gelmiyorsa seviyormuş gibi görünmemelisiniz. Ayırım yapmış olmamak için yapmacık kabul ve sevgi göstermek zorunda değilsiniz. (Dürüstlük). Çocuğun gerçek duyguyu anlamasıdır.
*Eşiniz ve siz çocuklarınızla olan ilişkilerinizde ortak bir cephe oluşturmak zorunda değilsiniz.(Ana baba dan birinin yapmacık olması söz konusudur)
*Yapmanız gereken en önemli şey duygularınızı tanımayı öğrenmektir.
*Çocukların yaptığı ya da söylediği pek çok şeyi kabullenen (gerçekten, samimi) ana babalar kişi olarak kabullendikleri duygusu taşıyan çocuklar yetiştirecekledir.
*Sınır koyarak yasaklayarak çocuğun davranışlarını değiştirmeye çalışmayın. Bütün çocuklar yasaklardan nefret eder.
3.ÇOCUKLARIN SİZINLE KONUŞMASI İÇİN ONLARI NASIL DINLEMELİSİNİZ?
Kabul Dili
* Bir insan bir başkası tarafından olduğu gibi kabul edildiğini hissedince o zaman bulunduğu yerden kımıldamayan,nasıl değişeceğini, gelişeceğini,farklı olacağını ve olduğundan dâhâ iyi olabileceği düşünmeye başlayacaktır.
* Kabul, minicik bir toplumun içinde gelişip, olabileceği en güzel çiçeğe dönüşmesine yardım eden verimli bir toprak gibidir.
* Çocuğa ne kadar çok ne olduğunu söylersen onu olur.
* En etkili olanlar kendilerine yardım istemek için gelenlerini gerçekten kabul ettiklerini onlara iletebilendir.
* Ana babaların çocuğu kabul etmesi başka bir şey bunu ona hissettirmesi başka şeydir. Ana babanın kabulü çocuğa ulaşmadıkça onun üzerinde hiç bir etkisi olmaz.
* İyi bir danışman olmak için psikoloji bilgisi ya da insanların akıl düzeyinde anlamak gerekmediğini biliyoruz. Önemli olan, öncelikle insanlarla yapıcı bir şekilde nasıl konuşulacağını öğrenmektir. Psikologlar buna "terapötik iletiş” derler. (İnsanlara kendilerini iyi hissettirebilmek, konuşmaya yüreklendirmek, duygularını açıklamasına yardım etmek, korku ve göz dağı duygusunu azaltmak.)
* Ana babalar çocuğa karışmayarak onu kabul ettiklerini gösterebilirler. Genelde babalar çocukların kendi uğraşlarına yalnız kalmalarına izin vermiyor ve ellerini çocuklardan çekmek onlara çok zor geliyor.
* Genellikle ana babalar, terapistler ve danışmanlar tarafından “Tipik On İki" denilen sözlü tepkileri kullanırlar. Bunlar:
1) Emir vermek, yönlendirmek;
2) Uyarmak. gözdağı vermek
3) Ahlak dersi vermek;
4) Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek
5) Öğretmek, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler öne sürmek;
6) Yargılamak ,eleştirmek, suçlamak;
7) Övmek, aynı düşüncede olmak;
8) Ad takmak, alay etmek
9) Yorumlamak, analiz etmek tanı kovmak;
10) Güven vermek, desteklemek, avutmak, duygularını paylaşmak;
11) Soru sormak, sınamak, çapraz sorgulamak;
12) Sözünden dönmek oyalamak, şakacı davranmak, konuyu saptırmak;
başlıkları altında toplanabilecek cevaplardır. Bu cevapların hepsi yapıcı değil yıkıcıdır ve terapist ve danışmanlar çocuklarla çalışırken bu 12 sözlü tepkiyi kullanmazlar.
* Sözlü iletimde 2 önemli husus vardır:
1-) Basit Kapı Aralayıcılar
2-) Etkin dinleme.
Basit Kapı Aralayıcılar: Çocuğun duygularını hiçbir yaralama ve görüş beyan etmeden ve daha etkili bir şekilde aktarmasını sağlama "Anlıyorum", "Oh", "Hımm’ “olur”, "Bana ondan söz et’, "Duymak istiyorum", "Senin görüşün ilgimi çekiyor", "Bu konuda konuşmak istermisin bunu tartışalım", Anlatacaklarını dinlemek istiyorum" "Bana her şeyi anlatmanı istiyorum", "Bu konuda bir şeyler söyleyecek gibisin”, "Bu senin için önemli gibi görünüyor”, “Duygularını âçıklamaya hakkın var", Senden öğreneceğim, şeyler olabilir”, "Senin görüşünü gerçekten öğrenmek istiyorum .Bu tip yaklaşım sâdece çocukları değil yetişkinleri de yakınlaştırır. Temelde değerli olduğunu, sayıldığını, önemli olduğunu hissettirmek esastır.
Etkin Dinleme: Temelde çocuktan gelen mesajı doğru çözümleyip geri gönderme vardır,yani herhangi bir şekilde kendi düşüncesini katmadan karşı tarafın ne anlatmak istediğini anlayıp tekrar geri iade etme: Bir kaç örnek:
I-Çocuk:Bu yıl ki öğretmenimi hiç sevmedim.
Anne baba: Öğretmeninden hoşlanmadığın için düş kırıklığına uğramışsın
Çocuk: Evet öyle
2-Çocuk:Yemek ne zaman hazır olur.
Anne: Acıkmışsın. Yemeğe kadar biraz yağlı ekmek ister misin? Baba gelmeden yemek yiyemeyiz. O da bir saati bulur.
Çocuk: İyi olur. Biraz atıştırayım. :
·Etkin dinleme bastırılarak unutulmaya çalışılan duyguları boşaltmaya yardım eder.
·Etkin dinleme çocukları ana babalarının söylediklerini ve düşündüklerini dinlemeye daha istekli yapar.
·Etkin dinleme topu çocukta bırakır.
Etkin Dinleme İçin Gerekli Tavırlar:
1- Çocuğun söylediğini duymak istemelisiniz. Bu,
onu dinlemek için zaman ayırmak istemeniz anlamına gelir.
2- O andaki soruna yardımcı olmayı gerçekten istemelisiniz. İstemez-seniz, isteyinceye kadar bekleyin.
3- Duyguları ne olursa olsun sizin duygularınızdan ne denli farklı olursa olsun onun duygularını gerçekten kabul etmelisiniz:
4- Çocuğun duygularını tanıdığına, onlarla baş edebileceğine ve sorunlara çözüm bulma yeteneğine tam olarak güvenmelisiniz. Bu güveni, çocuğun sorunlarını çözdüğünü görerek kazanacaksınız.
5- Duyguların sürekli değil, geçici olduğunu anlamsız. Duygular değişir, nefret sevgiye dönüşebilir.
6- Çocuğun, yaşamını sizin verdiğiniz ama artık sizden ayrı bir birey olarak görebilmelisiniz. Bu, "ayrılık" çocuğun kendi duygularını olmasına nesneleri kendine göre algılamasına "izin" vermenize destek olur. "Ayrılığı" yalnızca hissetseniz bile çocuğa yardımcı olabilirsiniz. Çocuğun sorunları olduğunda onun yanında olmalı ama karışmamalısınız.
Etkin Dinlemenin Riski: Etkin dinlemenin başarılı olması ancak karşıki insanın yerine kendini koymakla mümkün olabilir. Yani ana baba çocuğun tam olarak niyetini anlayabilmeleri kendilerini çocuğun yerine koymaları sayesinde olur. Dünyayı onun gördüğü gibi örmek, "gerçekten anlamak"insanların kendi düşüncelerinde de değişiklik yapabilir. Görüşlerini korumaya çalışan, değişmeye direnen insanların farklı görüş ve düşünceler karşısısın da kendilerini aşmaya gücü yetmez.
4. ETKİN DİNLEME BECERİSİNİ KULLANABİLMEK
·Çocuğun sorunu olduğu zaman ana-babanın etkin dinlemesi için en uygun zamandır. Ama sorun ana-babadayken uygun değildir.
·Etkin dinleme,sorunu olan bir kişinin kendi çözümünü bulamazsa yardımcı ,olarak güçlü bir yöntem olur. Oysa ana-babaların çoğu çocuklarının sorunlarını üstlenmeye yatkındırlar bu ise çocukla aralarındaki ilişkinin kötüleşmesine neden olur ve çocuklarına etkili danışmanlık yapma şansını kaçırır.
Güzel Bir Etkin Dinleme Örneği
Çocuk: Tom bugün benimle oynamıyor. Benim dediklerimi yapmak istemiyor.
Anne: Tam kızgınım (Etkin Dinleme)
Çocuk: Evet. Bir daha onunla oynamayacağım. Arkadaşım olmasını istemiyorum.
Anne: Ona öyle kızgınsın ki onu bir daha görmek bile istemiyorsun.
Çocuk: Doğru. Ama o arkadaşım olmazsa oynayacak başka kimse kalmaz.
Anne: Arkadaşsız kalmak hoşuna gitmiyor.
Çocuk: Evet. Galiba onunla iyi geçinmeliyim. Ama ona kızmamda zor olacak.
Anne: Tomla daha iyi geçinmek istiyorsun. Ama ona kızmamak sana zor gelecek
Çocuk: Eskiden ona kızmazdım, çünkü ne istersem onu yapardı. Artık onu yönetmeme izin vermiyor.
Anne: Tom’u etkilemek artık kolay değil.
Çocuk: Öyle. Artık büyüdü. Ama şimdi daha çok eğleniyoruz.
Anne: Onu bu haliyle daha çok beğeniyorsun.
Çocuk: Evet. Ama onu yönetmekten vazgeçmek biraz bana zor geliyor. Öyle de alışmıştım ki. Arada bir onun istediğini yaparsak belki daha az dövüşürüz. İşe yarar mı dersin.
Anne: Ara sıra boyun eğersen ilişkinize yardımcı olabileceğini düşünü-yorum.
Çocuk: Evet deneyeceğim.
·Etkin dinlemede konuşmanın yarım yamalak kalmasında mahsur yok. Çocuk kendi çözümünü daha sonradan bulabilir.
·Çocuğun duygularının anlaşılması en çok gereksinim duyduğu şeydir.
·Bazı ana-babalar niyetleri kötü olarak etkin dinlemeye başladıkları için başarılı olamazlar.
Etkin dinlemeyi, çocuklarının kendileri gibi düşünmesi ve davranması yönünde etkilemek için kullanırlar.
·Çocuk etkin dinlemek istemediğini söz veya yüz ifadeleriyle belirtebilir. Israra gerek yoktur.
5. KONUŞAMAYAN BEBEKLER NASIL DİNLENİR
6. ÇOCUKLARIN SİZİ DİNLEMELERİ İÇİN NASIL KONUŞMALISINIZ?
·Bastırıcı iletiler (yargılamak,eleştirmek,suçlamak ad takmak,alay etmek,utandırmak, yorumlamak tanı koymak, analiz etmek, öğretmek, nasıl yapılacağını söylemek) kişinin yaşamı boyunca engellenmesinin tohumlarını atar. Su damlalarının mermeri delmesi gibi her gün kullanılan bu bastırıcı iletiler de yavaş yavaş hissedilmeden çocuklar üzerinde yıkıcı etki bırakırlar.
·Sen-İletileri ana-babanın duygularını iletmede yetersiz kalırlar.(Yapma şunu, yaramazlık yapıyorsun, daha iyi öğrenmelisin, çünkü çocuk bunları ya ne yapması gerektiği(çözüm îletme) ya da kötü olduğu (suçlama ve değerlendirme) şeklinde çözümleyecektir.
·Ben İletileri ise çocuğun ana-babanın kabul edemediği davranışını değiştirmesinde daha etkili olduğu gibi, çocuk ana baba ilişkisi de daha sağlıklıdır. (Yorgun olduğum için canım oyun oynamak istemiyor. Akşam yemeğini zamanında yetiştiremeyeceğimden endişeleniyorum. Tertemiz mutfağımın kirlendiğini görünce üzülüyorum)
7. BEN İLETİLERİNE İŞLERLİK KAZANDIRMAK
·E. A.E. yi yeni öğrenen ana-babaların yaptığı başka bir yanlış da Ben iletilerini yalnızca olumsuz duyguları iletmek için kullanmak, olumlularda kullanmamaktır.
·Çocuklarımıza günlük olaylarda "ders vermeye" olan isteğimiz, onlara çok daha önemli konularda ders verme şansımızı kaybettirir.
·Genellikle ana babaların çocuklarına olan kızgınlığı ikincil duygudur. Yani birincil duyguyu yaşattığı için ders vermek, cezalandırmak için takınılan bir tavır. Aslında kızgınlık her ne kadar gerçek bir duyguysa da daha gerçek olan bilir şey varsa insanın kendi kendini kızdırdığıdır.
·Bazen çocuk ben iletileriyle davranışının ana-babasının üzerindeki etkilerini gördükten sonra bile değiştirmek istemeyebilir. Bu durumda ilişki zor anlar yaşayacaktır.
- ORTAMI DEĞİŞTİREREK KABUL EDİLMEYEN DAVRANIŞI DEĞİŞTİRMEK
1-Ortamı zenginleştirmek,
2 Ortamı yoksullaştırmak,
3-Ortamı yalınlaştırmak,
4-Ortamı kısıtlanmak,
5-Ortamı çocuğa uygun hale getirmek,
6-Bir uğraş yerine başkasını koymak,
7-Çocuğu ortamdaki değişikliğe hazırlamak.
8-Daha büyük çocuklarla geleceğe yönelik düzenlemeler yapmak.
9. ANABABA ÇOCUK ÇATIŞMALARI:KİM KAZANMALI?
·Verilen işleri yapmaya yanaşmayan çocukların ana babaları, aslında işbirliği için çocuklarına şans tanımazlar. Çocuğu bir şey yapılmaya zorlayarak hiç bir zaman işbirliği elde edilemez.
·Ana-babalar güç ve otoritelerini kullanarak çocuğu bir şey yapmaya her zorlayışlarında kendini denetleme ve sorumluluk edinmeyi öğrenme şansını elinden aldıklarını bilmeliler.
1O. ANABABA GÛCÛ: GEREKLİ Mİ, HAKLI GÖRÜLEBİLİR Mİ?
·Ergenler ana-babalarına değil onların gücüne isyan ederler. Ana-babalar çocuklarını yetiştirirken güce dayanmayan yöntemleri kullanırlarsa çocuklar ergen olduğunda, isyan edecek bir şey bulamazlar. Çocuklarını güç kullanarak eğitmeye çalışan ana-bâbalâr güçlerini düşündüklerinden de erken bir zamanda yitirme riskiyle karşı karşıyadırlar;
·Ana baba gücünün çocuk üzerindeki etkileri: Karşı koyma, meydan okumak, başkaldırma olumsuz davranma küskünlük, kızgınlık, düşmanlık, saldırı, öç alma, tokada tokatla karşılık verme, yalan söyleme, duyguları saklama başkalarını suçlama dedikodu yapma aldatma
·Ana babalar çocuklara kendi ana babaları onlara aynı şeyi yaptığından dolayı hükmetmek ister.
·Çocuklar ödüllü ve cezası bol bir ortamda yetiştirilince "iyi" görünme ve kazanma ya da "kötü" görünmekten ve kaybetmekten kaçınma gereksinimi duyabilirler. Olumlu değerlendirmeleri çok yapan ,para ,armağan türü ödülleri bol veren ana babaların evlerinde bu geçerlidir.
·Ödülün alandan çok alamayana zararı vardır.
·Ana baba gücünün çocuk üzerindeki etkilerin devamı yağcılık,uysallık,boyun eğme,yeni bir şey denemekten korkama , içe dönme, kaçma hayal kurma ve geri çekilme.
·Çocuklar ana babasına kabul edilemez gelen davranışını değiştirebilmek için onların bu davranışla ilgili durumlarını bilmek ister. Ancak otorite kullanıldığı zaman davranışı değiştirmek istemezler. Kısaca çocuklar davranışlarının değiştirilmesini ya da kısıtlanması gerektiğini
anlarlarsa bunu kendileri yapmak ve yetişkinler gibi davranışları üzerinde kendi otoritelerini kullanmak isterler.
·Paradoksal olmakla birlikte gerçek durum şudur; Ana-babalar güç kullanarak çocukları üzerindeki etkilerini kaybederler. Güç kullanmaktan vazgeçtiklerinde ise etkileri artar.
11. ÇATIŞMALARI ÇÖZMEK İÇİN "KAYBEDEN YOK" YÖNTEMI
·Ana baba ve çocuğun gereksinimlerinin çatıştığı bir durumda karşılaştıklarını varsayalım.
Ana baba her ikisince kabul edilebilecek bir çözümü birlikte aramaları için çocuktan katılım ister.
Biri ya da ikisi de çözümler önerebilir. Çözümler, değerlendirirler ve sonunda ikisine de uygun gelen birinde anlaşırlar. Hiçbiri çözüme gelmeyeceği için güç kullanarak birbirlerine boyun eğdirmeye çalışmazlar.
.İnsanlar alınmasında katkıları olan kararları uygulamaya kendilerine zorla kabul ettirilen kararları uygulamaktan daha çok istekli olurlar.
·Kaybeden yok yöntemi çocuklara karşı, büyüklere davrandığımız gibi davranması ve onların gereksinimlerini de kendilerimiz kadar önemli görmeyi öğretir.
·Kaybeden yok yöntemine bir örnek: "5 yaşındaki oğlumuz tv’deki bilim-kurgu fılmine pek düşkündü. Onları izledikten sonra kabus görmesi bizi endişelendiriyordu. Aynı saatte yayınlanan başka bir program hem eğitici hem de korkutucu değildi. Bu programı da seviyor ama onu pek tercih etmiyordu. "Kaybeden yok" yöntemiyle bu programlan dönüşümlü izlemesine karar verildi.
12. ANABABALARIN KAYBEDEN YOK YÖNTEMİYLE İLGİLİ KAYGILARI VE KORKULARI
·Ana babalar da yetenek ve bilgilerini ortaya koyarak çocuklarının saygılarını kazanabilirler.
13. "KAYBEDEN YOK" YÖNTEMİNE İŞLERLİK KAZANDIRMAK
·Kaybeden yok yöntemini başarı ile başlatanlar; önerileri ciddiye alarak oturup çocuklarına bu yöntemi ayrıntıların ile anlatan ana babalardır.
·Kaybeden yok yönteminin 6 basamağı:
1- Sorunu tanımlama
2- Olası çözümler üretme
3- Çözümleri değerlendirme
4- En iyi çözüme karar verme
5- Kararın nasıl uygulanacağını belirleme
6- Çözümün uygulanışını değerlendirme için izleme
·Çocuğun her iki tarafın gereksinimlerini karşılayacak bir çözüm bulmak size katılmasını isterken çok açık olmalı, yoksa çocuklar içten olmadığınıza inanacaklardır.
·Sorun çözme sırasında yoğun duygular yaşanabileceği için Etkin Dinlenme bu duyguların boşaltılıp sorun çözmenin sağlıklı olarak sürdürülmesinde çok önemli bir rol oynar.
·Kabul edilebilir bir çözüm bulunamaz ise gerekirse ikinci toplantı veya daha çok çaba gösterme ısrar etme (çözüm bulmamız için başka yollar olmalı).
·Alınan kararları birlikte uygulama ceza gerekirse ana babalara da ceza verme.
·Kaybeden yok yönteminde ana babalar çocuklarının kararı yerine getireceğini ummalıdırlar.
·Çocuklar ârasındaki çatışmada da kaybeden yok yöntemi uygulanabilir.
14. ANABABA "İŞTEN ATILMAKTAN" NASIL KURTULUR?
·Çocuklar ana babalarını çok sık işten atarlar. Ergenlik çağına erişince anne ve babalarını defterden siler, onlarla olan ilişkilerine son verirler. Oysaki çocukların karşı geldikleri esas şey büyüklerin kendileri değil, onların
özgürlüklerini ellerinden alma çabalarıdır. Onları değiştirme ya da kendi kafalarındaki kalıba sokma çabalarına, bezdirmelerine kendi doğru yanlışlarına göre davranmaya zorlamalarına isyan ederler.
·Ana-babalar çocuklarına değerlerini baskı yaparak değil, onlara uygun yaşayarak öğretebilirler. Kuvvetle inanıyorum ki, bugünün gençlerinin yetişkinlerin değerlerinden çoğunu reddetmelerinin başlıca nedenlerinden biri, yetişkinlerin dediklerini yaptıklarıyla geliştiğini fark etmeleridir.