Roman özetleri

Hayatın Mantığı Kitap Özeti

Eğer insanlar bu denli zekiyse peki neden sigara içerler ve kumar oynarlar ya da uyuşturucu kullanırlar ya da aşık olurlar? Bunlar gerçekte mantıklı davranışlar mıdır? Ve sizin aptal yöneticinize neden daha fazla maaş ödenir? Aslına bakarsanız bireylerin –fahişeler, uyuşturucu müptelaları, ırkçılar ve devrimciler– en sevilmeyen davranışlarında bile bir ekonomik mantık bulunmaktadır. İnsanlar, yaparken bunun farkında olmasalar bile, her yaptıklarında gelecek maliyetleri ve faydaları göz önünde bulundururlar. Bizler her şeyden önce mantıklı varlıklarız.

Tim Harford yaşadığımız dünyaya bir ekonomistin gözünden bakmaktadır. Onun farklı bakış açısı sizi mantıksal olarak şaşkınlığa uğratacak bir yolculuğa çıkarıyor… ”Harford, gündelik hayatın eğlenceli ve ciddi yönlerini açıklamak için, modern ekonomi düşünce şeklinin kullanılmasını harika bir şekilde ele alıyor. O, başka pek çok şeyin yanında, cezanın suçu neden önlediğini, korunmadan seks yapabilmek için erkeklerin fahişelere neden fazla para ödemesi gerektiğini ve neden doğum kontrol hapı çıktıktan ve birçok evli kadın çalışmaya başladıktan sonra boşanma oranlarının arttığını ama sonra sabitleştiğini mantığın açıkladığını gösteriyor. Bu kitabı kesinlikle öneriyorum, özellikle ekonominin hem eğlenceli hem de ciddi olmasını isteyenlere.”
—Gary Becker, 1992 Ekonomi dalında Nobel adayı

“Bu esprili, zekice yazılmış kitapta, Tim Harford, seks, Las Vegas, boşanma, yöneticiniz, kısacası hayatla ilgili her şeyin arkasındaki gizli sosyal düzeni aydınlatıyor. Kısacası, Hayatın Mantığı, tüm dünyayı yeni bir ışıkla görmenize yardım edecek. Bu kitabı seviyorum!”
—Tyler Cowen, İçinizdeki Ekonomisti Keşfedin kitabının yazarı

“Tim Harford bir ekonomist ama Tanrı’ya şükür bir ekonomist gibi yazmıyor. Hayatın Mantığı canlı olduğu kadar zekice, çekici, etkili ve bilgece. Dünyanın nasıl işlediği hakkında bildiklerinizden daha fazlasını öğrenmekle ilgileniyorsanız, Harford’dan daha iyi bir rehber bulamazsınız.”
— Stephen J. Dubner, Freakonomics’in yazarlarından biri.

İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
BİR        HAYATIN MANTIĞINA GİRİŞ
İKİ          LASVEGAS
ÜÇ       BOŞANMANIN DEĞERİ VETERINCE BİLİNMİYOR MU?
DÖRT   YÖNETİCİNİZİN NEDEN ÇOK FAZLA KAZANDIĞI ÜZERİNE
BEŞ      SEMTİMİZDE
ALTI      MANTIKLI IRKÇILIĞIN TEHLİKELERİ
YEDİ     DÜNYA DİKENLERLE DOLU
SEKİZ   MANTIKLI DEVRİMLER
DOKUZ MANTIĞIN MİLYON YILLIKTARİHİ
TEŞEKKÜR
NOTLAR
YAZAR HAKKINDA

GİRİŞ
Bu sabah İki yaşındaki kızımı çocuk arabasına bindirdim ve yerel kültür merkezimizdeki çocuk sanat kulübüne götürdüm. Mahallemizin düzeltilmesi gereken bazı jönleri var. Bir şehir planlamacısı, oto tamircisinin bahçeli evlerin sonunda yer alan, kaza yapmış araçlarla dolu avlusuna şaşırabilir. Bir sosyolog, bahis dükkanlarına, masaj salonlarına ya da yerel barımızın önündeki kurumuş kusmuk artıklarına dikkatinizi çekebilir. Bir yazar, öldürülen bir delikanlının anısına, dile düşmüş bir gece kulübünün duvarına mahzunca yaslanmış parlak Haziran güneşi altında solmuş ve kurumuş ölü çiçeklere takılabilir.
Fakat ben bir ekonomistim. Aidimin başka yerlerde olduğunu, borsayı ya da enflasyon rakamlarını düşündüğümü sanabilirsiniz. Böyle düşünüyor sanız, yanılıyorsunuz. Kumarbazların, telekızların, sarhoşların ve çetelerin farkındayım. Yalnız, onları farklı bir bakış açısıyla görüyorum. Ekonomistler, daima hamın arkasındaki gizli mantığa, görünmeyen sayısız mantıklı karar tarafından nasıl oluştuğuna bakarlar. Bu mantıklı kararlar bazen hayatı iyileştirir, bazen de kötüleştirir. Fakat dünyamızı anlamak istiyorsak ya da nasıl değiştireceğimizi o zaman bunu oluşturan mantıklı seçimleri anlamak, doğru bir başlangıç olur.
Gideceğimiz yere ulaşmak için kızımla ben işlek bir caddeyi geçmek durumundaydık. Bu, olması gerektiğinden daha zordu çünkü kavşakta trafiği yönlendiren trafik ışıkları, yayalar için ne yeterli zaman tanıyor ne de sinyal veriyordu. Ortadaki adaya hızlıca koşturdum, kızımın arabasını arkamdan çekebilmek için döndürdüm, duran bir otobüsün önünden yürüdüm ve yolun karşı tarafına atlama fırsatı bulmak İçin ikinci şeride dikkatle baktım.
Bu tehlikeli karşıdan karşıya geçme durumu, politik başarızlığın sonucudur. Sadece bir buçuk kilometre mesafedeki daha varlıklı bir semtin ana caddesinde üç tane yeni boyanmış yap geçidi var, üstelik de o caddeyi geçmek hiçbir zaman zor olmadı. Her iki semt de aynı yerel belediye tarafından yönetiliyor. Bu eşitsizliğin sorumlusu ne olabilir? Eğer görünenin altındaki mantıktı nedenleri aramasaydım, zengin bölgelerin kolayca torpil yaptırmalarına ve hükümet tekile bile dost olmalarına homurdanabîlirdîm. Ya da eğer politik eğilimlerim farklı olsaydı, fakir semt sakinlerinin beceriksiz ve aptal olmalarından yakınabilirdim.
Fakat her iki görüş de günümüzdeki söylemlerin çoğu gibi sığ. Ekonomistçe düşünme biçimi daha derin bir yanıt sağlar. Tipik bir zengin semt sakininin evi kendine aittir, o evde yıllarca yaşamayı planlar ve bu nedenle semtteki kalkınmadan kazanacağı çok şey vardır. Zengin semtlerin politik etkisi daha güçlüdür çünkü o kişilerin politik olarak aktif olmak için daha güçlü nedenleri vardır. Bizim oralarda ise tam tersine semt sakinleri gelir ve gider. Çoğu için yaya geçidinin kavgasını vermek için harcanan zaman, olmayan ev sahiplerinin de, gelip geçici kiracılarının da işine yaramayacak bir hoşluk yaratmak anlamına gelir.
Yanıtla ilgili bu ipucunu, kızımın arabasını yerel dükkanların ve manikür salonlarının önünde iterken düşündüm. Bir yenilikçi için bu ipucu bile, hayatın adaletsizliğine sövmekten daha yararlıdır. Fakat ikna olmak için, biraz daha az spekülasyon ve biraz daha fazla kanıt görmek istediğinizi düşünüyorum.
Yeni nesil ekonomistler tam da bu tür kanıtlar topluyorlar. Akıl karıştıran karmaşık durumları katman katman soyuyorlar ve şaşırtıcı gerçeği ortaya çıkarıyorlar. Ben ve komşularım, tehlikeli kavşaklarla, gece kulübü önünde vurulma olaylarıyla, kavgalı gürültülü barlarla yaşamaktan gerçekten ne kadar rahatsız oluyoruz? Yanıt almak için, abartacak olan (mantıken) komşulara sormaya kalkmayın. Bir emlak komisyoncusuna sorun. Ekonomistler bu aldatıcı basit prensibi uygulayarak ürkütücü sonuçlara ulaştılar. Örneğin, cinsel tacizcilerle ilgili kamu bilgilerini ev fiyatlarıyla karşılaştırarak, o bölgeye bir pedofil taşındığında civardaki ev fiyatlarırın düştüğünü görebildiler, ama yalnızca % 4 oranında.
Ev fiyatları, ekonomistlerin gerçeği ortaya çıkarmak ivin kullanabilecekleri bir araçtır. Bu, casus filmindeki bir kahramanın, sprey sıkarak görünmeyen lazer güvenlik şeridini ortaya çıkarmasına benzer. Film kahramanı sprey kullanır, ama onun için önemli olan lazer şerididir. Aynı şekilde ekonomistler fiyatlarla İlgili bilgiyi kullanırlar ama gerçekten ilgilendikleri yaptığımız seçimler ve değerlerimizdir. Bu değerler çoğunlukla saklıdır: Bir pedofilin civara taşınmasına duyduğunuz öfkenin, biraz daha düşük ev kredisi ödemeleriyle hafifleyeceğini yetkililere gerçekten itiraf eder miydiniz?
Bazı insanların itiraf edeceği gerçeği bu durumda muhtemelen öğrenciler ve çocuksuz çiftler bu çeşit bir ikilemi, bu kitapta irdeleyeceğim mantıklılık fikrinin temelini oluşturur. Bu tür İkilemler sıklıkla tartışılmaz, Özellikle kibar gruplarda.
Hatta bilinçsiz olarak gerçekleşebilirler. Ancak oldukları sürece, mantıklı seçim çerçevesi dünyayı anlamamıza yardımcı
Bu kitabın iddiası şu: Öncelikle mantıklı davranış tahmin ettiğinizden çok daha yaygın ve en beklenmedik yerlerde seksüel hormonları aktif ergenlerin kafaları dahil gelişiyor; ikincisi, ekonomistlerin mantıklı olmaya olan inançları (sanırım inanç doğru sözcük) gerçeği ortaya çıkarıyor. Aslında ben şuna inanıyorum kİ, davranışlarımızın çoğunun altında yatan mantıklı seçimleri anlamazsanız, yaşadığımız dünyayı anlayamazsınız.
Uyuşturucu bağımlıları ve ergen kapkaççılar mantıklı olabilirler. Varoşların genişlemesi ve şehir merkezlerinin bozulması kesinlikle mantıklı. Şirketteki sonsuz toplantılar ve iş hayatının tuhaf adaletsizlikleri? Mantıklı. “Mantıklı seçim teorisi”, ekonomistlerin elinde İnsan hayatının röntgenine dönüşür. Mantıklı seçim teorisi, aynı röntgen gibi her şeyi göstermez. Görünen de her zaman çok hoş olmaz. Fakat size önemli bir şeyler gösterir, daha önce göremediğiniz bir şeyler.
Gideceğimiz yere vardığımızda, kızım arabasında kımıldandı ve açık mavi afiş boyasına ellerini daldırmak için koşturdu. Otuz bir veliden sadece iki tanesinin babalardan oluşmasının mantıklı nedenlerini düşünerek köşede oturdum. Bu nedenlere üçüncü bölümde değineceğiz. Kızım yiyecek bit şeyler isteyerek derin düşüncelerimi durdurdu, bir kurabiyeyi paylaştık ve sonra birkaç kere merdivenleri tırmanırken VE kaydıraktan kayarken elini tuttum. Trambolinde zıplamasına yardım ettim. Sonra mavi pullarla kaplamadan önce kağıt plakanın üzerindeki füzelerin ve astronotların koyu resimlerine coşkuyla baktık. Bir süre sonra yüzünü bana doğru kaldırdı ve bir Eskimo öpücüğü için küçük burnunu uzattı. Mükemmel bir yarım saatti.
Sevgide mantıksız bir şey yoktur. Tutkularımız ve prensiplerimiz olmadan herhangi bir konuda mantıklı seçimler yapmak İçin gereken motivasyon nereden gelirdi? Yani ekonominin açıkladığı bil dünya, sevginin, nefretin ya da başka bit duygunun olmadığı bir dünya değildir. Ancak insanların genellikle mantıklı kararlar almasının beklendiği ve bu mantıklı kararların hayatın birçok gizemiyle ilgili şaşırtıcı açıklamaları ortaya koyduğu bir dünyadır. Bu, size göstermek istediğim dünyadır.

BİRİNCİ BÖLÜM
HAYATIN MANTIĞINA GİRİŞ
Seks, Suç ve Minnie Mouse Ekonomileri
HABPO STÜDYOLARI, CHİCAGO
Anneler babalar, uyanın.” Oprah Winfrey, ergenler arasındaki oral seks çılgınlığını bu sözlerle Amerika’ya duyurdu. The Atlantic kitabında Caitlin Flanagan şöyle demişti: “Çevremdeki anneler eminlerdi ki kuşkuları yoktu, gerçek olduğunu biliyorlardı şehrin her tarafında, en iyi okullarda, en kaliteli ailelerde, en üst tabaka semtlerde, on iki on üç yaşlarındaki kızlar yapabildikleri kadar çok erkeğe oral seks yapıyorlardı.” Ftanagan biraz, eğlenceli olmaya çalışıyordu ama aslında pek gülmüyordu: Korkuların pek de boş yere olmadığını biliyordu. Aslına bakılırsa, PBS kanalındaki belgesellerden, The new York Times’ın başyazarına kadar her yerde Amerikan “oral seks salgınına değiniliyordu, bazen şaşkınlıkla ve biraz röntgenci bir Tiksintiyle, bazen de salgının sadece bir söylenti olduğundan söz eden bir soğukkanlılıkla. Bu salgın denen şey çoğunlukla abartılsa da, bu bir söylentiden ibaret değil. Baltimore’daki Johns Hopkins Medical Center’daki araştırmacılar tarafından yapılan son çalışma şunu gösterdi: 1994 ile 2004 yılları arasında, son zamanlarda oral seks yaptığını belirten, yaşları on iki ile yirmi dört arasında değişen gençlerin sayısı geçmişe göre iki kat artmış (Erkeklerin oranı % 16″dan % 32′ye çıkmış, kızların oranı % 14′ten % 38′e çıkmış). Uzmanların kişisel görüşlerine göre gerçek artış daha da fazla olabilir. Johns Hopkins Üniversitesinden cinsel yolla bulaşan hastalıklar uzmanı Profesör Jonathan Zenilman’ın fikrini sordum. 1990 yılında kliniğe gelen (hem ergenleri hem de yetişkinleri kapsıyor) kadınların yaklaşık yarısının ve erkeklerin yaklaşık dörtte birinin partnerlerine bazen oral seks yaptıklarını beyan ettiklerini söyledi. Oral seksin şimdi çok daha yaygın olduğuna inanıyor: “‘Günümüzde yüzde 75 ile 80 arasında.” Ve oral seks panik yaratıyorsa  günümüzde kızlar ve erkekler arasında 1990′lara göre daha eşit oranda yapılıyor, “Salgın” demek çok abartılı olabilir ama oral seks kesinlikle revaçta.
Pek az kişinin sorduğu soru ise: “Neden?” Çocuklar gerçekten de ahlaksızlaşıyorlar mı ya da yalnızca zekice mi davranıyorlar? Mantıklı oral seks diye bir şey varolamaz mı?
Libidosu yüksek ergenlerle işimiz bittikten sonra, mantıkimin tam olarak ne anlama geldiğinden bu bölümün sonunda daha fazla bahsedeceğim. Ancak işin özü karmaşık değil: Mantıklı insanlar, ikilemlere ve özendirici unsurlara tepki verirler. Bir şeyin maliyeti ya da faydası değiştiğinde, davranışlarını değiştirirler. Mantıklı İnsanlar, belirsiz bir dünyada eylemlerinin olası sonuçlarını tahmin etmeye çalışırlarken, geleceği de, şu anı da her zaman bilinçli olarak değil düşünürler.

Related Articles

Giz Kitap Özeti

Elektronik Hobi Kitap Özeti

Yusuf ile Züleyha (kalbin üzerinde titreyen hüzün) Kitap Özeti